SÖZ ALTINDIR - 26.02.2019

58 kere okundu

İki yaşında başladım konuşmaya. Yirmi yıl konuştum kesintisiz, nefes almadan hiç, bıkmadan ve usanmadan. Sonra bir baktım kimse dinlemiyor, kendi kendime konuşuyorum ben. Yirmi yaşındasın dile kolay ve kimse umursamıyor ne dediğini. Yıkım, öyle böyle değil hem de. Sorsalar neler neler anlatıyorum. Ama öyle değilmiş, milletten öğreniyorum sonra.

Susmak istedim ama olmadı, beceremedim. Bir süre hem konuştum hem pişman oldum. Kimsenin dinlemediğini bile bile konuşmak zor, yaşayan bilir ancak. Kendi gürültüsünden rahatsız olur insan. Saç olsa kesersin, kıyafet olsa değişirsin ama ses bu; kulağını tıkasan da durmaksızın cümle kurduğunu biliyorsun. Kendinden kaçamıyorsun; çok denedim, olmadı.

Dedim bu böyle gitmez, yaş olmuş yirmi beş – otuz. Bir şey yapmalı, bir çıkış yolu bulmalı. Susmayı beceremiyorsun, konuşsan dinleyen yok. Bir dinleyen bulmalı. Bıktırana kadar konuşmalı buldum birkaç tane ve konuştum bıktırana kadar. Bıktılar ve gittiler. Kendimle arkadaş olmuşum bu işlerle uğraşırken. Baya baya kendimle dertleştim bir gün; aydınlanma oldu o an, bir ışık yandı yandı söndü kafamın sol üstünde. Yandı yandı söndü – yandı yandı söndü ve yandı yandı sönmedi. Buldum dedim. Kafasına elma düşmüş Newton gibi hissettim kendimi, yer çekimini bulmuştum.

Kendimi dinlemeye karar verdim. Ben konuştum ben dinledim, ben konuştum ben dinledim. Zamanla sıkıldım kendimden, sustum, dinlendim. Sonra tekrar konuştum ve tekrar dinledim. O kadar çok konuşurlar ki der Octavia Paz Yalnızlık Dolambacı’nda Meksikalılar için. Doğru sözler bile kaybolur gider kalabalığın içinde, kimse duymaz. Ben kaybetmedim doğru sözlerimi kelime kalabalığının içinde, cımbızla ayıkladım tek tek. Hem konuştum, hem tarttım, hem konuştum hem kestim attım. Doğrular biriktirdim kendime, yanlışlarımdan emin oldum. Umursamamayı öğrendim; hem dinlemeyenleri, hem kendimi. Öğrenmek dünyanın en güzel şeyi. Öğrendikçe öğrenesi geliyor insanın. Doyumu mümkün olmayan bir açlık… Ve öğrendikçe susman gerektiğini de anlıyor insan. Ama yetmiyor anlamak. Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu bilip de bırakamaz ya insan, bırakmayı dener dener de her seferinde başarısız olur ya. Ben de oldum. İnsan başarısızlıklarının bütünüdür der kitap. Hangi kitap bilmiyorum, sormayın lütfen. Benim umursamadığım çok başarısızlığım oldu. Kendimi seviyordum ve bu pek çok şeyi hallediyordu.

Etrafınızdaki insanlar sizden bir şeyler isterler. Alanlar kalır, alamayanlar ise zamanla çeker gider. Eğer verecek şeyiniz yoksa yalnız kalırsınız. Bencilce bir kısır döngüdür bu. Her ilişki o veya bu şekilde çıkarlar üzerine kuruludur. Sizi mutlu etmeyen insanı bile zamanla sevmez olursunuz. Ben insanlar için bir şeyler biriktirdim. Her şeyden biraz var bende. Hiçbir şeyden tam olmaması kimsenin umurunda değil. Etrafta o kadar boş insan var ki az biraz bir şeylere sahipseniz sizi hayatlarından çıkarmıyorlar. Kendimden biliyorum; ben olsam beş dakika tutmam kendimi etrafımda.

Okuduklarınız, gördükleriniz ve dinledikleriniz zamanla sizi oluşturuyor. Yaşadıklarınızdan çıkardığınız dersler için kullanıyorsunuz bunları. Farkında olmadan kendinizi yaratıyorsunuz. Ama iyi ama kötü… Ne kadar öğrenirseniz, ne kadar çok bilgi edinirseniz seçeneğiniz o kadar artıyor. Çok seçeneğim vardı, ben kendimi seçtim. Ve konuştum kendi kendime. Çevrenizde size burun kıvıran insanlar olacaktır, benim bir dolu var. Tanımadan, etmeden hükümler vereceklerdir. Ben veriyorum. Umursamayın onları. Onlar sizin çok umursadığınızı düşünse de umursamayın. Ama konuşun kendinizle. Eğer doluysanız anlatacak çok şeyiniz vardır. Eğer sizden bir çıkarları yoksa dinlemezler sizi. Bencillikleri izin vermez zaten. Egoları götlerini kaldırır hep, itiraf edemezler kendilerine bile. Hele de ukalaysanız vay beni vay. Çok da konuşuyorsanız hiç şansınız yok.

Hem okuyor hem de yazabiliyorum. Bakıyor ve görebiliyorum. Neredeyse konuşabildiğim kadar dinleyebiliyorum da. Bencil insanlar için hayat aslında daha zor. Ama ayaklarınızın üzerinde durabiliyorsanız yolun yarısından sonra tek başınıza da yürüyebilirsiniz. Konuşun; varsın kalabalıkta kaybolup gitsin sözünüz, varsın dinlemesin kimse. Susandan değil konuşandan yarar var. Konuşandan değil, susandan zarar gelir. Söz altındır zira sükutsa gümüş.