03.06 - ve usulca fısıldadı zaman; bana bırak - 3.08.2012

259 kere okundu

Ve usulca fısıldadı zaman; bana bırak. Gövden senin olsun, dağ taş senin, dere tepe, denizler senin olsun, ruhuna bana bırak, kalbin benim, aklın benim olsun. Aklım mı var dedim, ben ruhumu yozlaştıralı yıllar oldu, her şey yapmacık, her şey alabildiğine düzen, yan yana gelmiş kelimeler, kalfa kıvamında söz oyunları, gramofon kâğıdından kurdaleler ve balonlar renkli renkli. Yangında kurtarılacaklar arasında bile değilim, ilk yağmurda kaybolur camımın süsleri, ilk rüzgârda uçar gider balonlar. Uçan halının üzerinde seyahat eden komşu kızı Irmak kadar yalanım, hepsi kamera hilesi, her şey bilgisayar oyunu sadece, üzerinden uçtuğum İstanbul değil, ayağımın altından kayıp giden hayat tüm yaşanamamışlığıyla. 

Sahilinde mangal kokusundan yürüyemediğim deniz benim değildir, çarşaflı kadınlarla erkeklerin haremlik ve selamlık olarak ayrı oturup iftar açtığı alanın etrafını bantlarla çevirebiliyorlarsa o denizin sahili de benim değildir. Sokağında it kopuk yüzünden yürüyemediğim şehir, kaba saba şoförleri yüzünden kullanamadığım toplu taşıma, her seferinde beni kazıklamaya çalışan Pazar esnafı, her gün benzinime zam yapan hükümet benim değildir. Benim olmayan topraklarda ben olmaya çalışan ben zamana bırakmaktan iyi yol bulamıyorum kendime, karşı koyamadıklarımdan zevk almayı da beceremiyorum.

Siz bilmezsiniz bu işleri diyen koca koca adamlarla büyüdüm ben, onlar yok dedikçe var dedim kendi kendime, onlar var dedikçe yok. Nerde bir güçlü varsa yokluğunda karşısına dikildim, en duymadığı yerlerde ağzıma ne geldiyse esirgemedim. Küçük yerin ucuz kahramanıydım, Heman kılıcım vardı, Redkit silahım. Gölgelerden alırdım gücümü bilmez hiç biri, silahım ateş almaz, Düldül’üm yol bilmez, Rintintinim bir Titrek olur bir Atılgan…

Ve şimdi usulca fısıldadı zaman; bana bırak. Her şeyin üstesinden gelen bendim bunca zaman, sana neyi bıraktıysam ters gitti, çözmek değildi yaptığın alıştırdın sadece. Yokluğa da alıştırdın, acıya da, zulme de. Güzel günlerde sıklaştırdığın adımlar inadına yavaşladı kötü hissettiğimde. Kanmadım saate ömrümce, göreceliydi her saniye, akrebin bir tıkı için her şehirde altmış tur atmıyordu yelkovan.  Trabzon neşeydi İzmit mutluluk, İstanbul kederdi, Konya ayrılık…