DAYATMA - 20.02.2020

66 kere okundu

Dünyanın en güzel şeyi dedim yağmur, iyi ki var. Kar dedi. Bence kar dünyanın en güzel şeyi. Haklı olabilirsin dedim ama şehirden uzakta, dağ başında, ormanın içinde minik bir kulübe. Bolca kahve ve kitap, radyoda eski bir tını ve sessizliği paylaşabileceğin birisi belki. Romantik bir tablo oldu bu dedi; ben şehirde olanına da razıyım, yeter ki sustursun kaosu. Kaos da güzeldir dedim içinden sağlam çıkabileceğini bilirsen.

Sıkılınca ara verebilmeli insan, herkese ve her şeye dur diyebilmeli. Caraco hayat insana dayatılmamalı der, istediği zaman vazgeçebilmeli insan yaşamaktan. Son verebilmeli varlığına. Hiçbir şey için geçerli bu, geçerli olmalı! İnsan dur diyebilmeli kendine dair şeylere, son verebilmeli. Ne kendini dayatmalı başkasına, ne de başkasının dayatmasına maruz kalmalı. Kaçmak da çözüm değil; bilerek ve isteyerek dur diyebilmeli, dur diyen varsa durabilmeli. Yağmur toplayıp da yağamayan bulutun derdini bilmez insan, kapalı diye hava keyfi kaçar sadece. Tek derdi kendisidir. Dert olduğu insanı da dert edemiyorsa, dert ettiği insan için yapılması gerekeni yapamıyorsa yağamaz o bulut. İçinde kararır durur. 

İnanmadım dedi, inanamıyorum. Ben de dedim, ben de inanmıyorum ama bütün kapıları kapatmanın anlamı yok. Kemiklerimizi güçlendiriyor diye içtiğimiz süt kemiklerde kırık riskini artırıyormuş. Önde gelen bilimsel dergilerden birinde yayınlanan makale öyle diyor. Bize öğretilen her şey yalan olabilir yani. Ya da yalan zannettiğimiz her şey doğru. İnandığım şeylere de kapılmıyorum zaten dedi. Gülerim ben buna dedim. Gülme dedi, kahkaha at. Sırayla her şey dedim.

Önce süt tozu, kahve ve şeker birleşir kocaman bir kupanın içerisinde. Bir zaman içini ısıtır insanın, akıp gider her yudumda. Sohbete meze olur bazen, bazen yoldaş olur yolcuya, sırdaş olur sırra. Her ne kadar güzel olsa da uzun sürmez hiçbir birliktelik. Önce süt tozu süte bırakır yerini. Sonra şeker terk eder kupayı. Belki zamanla sütten de kurtulur kahve, bir başına kalmak ister. Bir başına kalabilmek lütuftur çünkü. Bunu fark etmek mutluluk… Kahve içelim mi dedi. Sütlü mü dedim. Yok dedi, sade. Ben süt severim kahvede dedim. Yalnız kalmaya hazır değilim henüz. Hamım henüz, pişmem gerek biraz daha.

Ah bu insanlar, ne çoklar... Duymadım dedi. Duyduklarımızın bir önemi yok zaten dedim. Hayat duyamadıklarımızdan ibaret çoğu zaman. Geçip gidiyor kıyımızdan, köşemizden... Düşüyoruz ve kalıyoruz düştüğümüzle. Düştün mü dedi. Ben düşmek demiyorum ona dedim. Aşağıda havalar nasıl diye bakıyorum. Nasıl havalar aşağıda dedi. Öğrenirken yaş geliyor gözünden insanın dedim. Gülmekten mi dedi. Yok dedim; ağlıyoruz gülünecek halimize. Kalk dedi, soğumasın kahveler. Tamam dedim. Uzattı krem kokan elini…