HEP AYNI ŞEYLER - 5.04.2021

138 kere okundu

Kurmayacaksın saati, canın istediğinde kalkacaksın. Yatakta keyif yapacaksın biraz; gerineceksin, perdenin ardından süzülen güneşe bakacaksın. Sevmeyeceksin belki, yorganı başına çekip biraz daha uyuyacaksın. Sonra canın isterse kalkıp yüzüne su vuracaksın. Su şart, uyanmak için, kendine gelmek için su şart. Geceden duş almamışsan hatta sabah duşunu alacaksın. Temizlik de şart. Üzerine keyif veren bir şeyler giyip aynaya bakacaksın. Koluna sevdiğin bir bileklik takacaksın. Ama iyi hissettirenlerden biri olacak, herhangi biri değil.

Hazırlanırken filtre kahveni de demlemeye bırakabilirsin. Birazdan yola çıkacağın için yolluk gerek. Bahsi geçen yolluk için en iyi seçenek de kahve. Filtre kahve iyidir. Müzik şart, müziksiz olmaz. Bazen radyoya teslim olunabilir ama zulada kesinlikle bir liste olmalı. Hüsnü Arkan çalmalı mesela; “fincana kahve koydum, bu gece şeytana uydum” demeli. Ayağa rahat bir şeyler geçirip arabaya yürüyeceksin. Hava güneşmiş, yağmurluymuş umursamayacaksın. Değiştiremeyeceğiniz şeyler için, karşı cins için ve bir de tuttuğunuz takım için üzülmeyin diyor kitap. Siyasetten falan bahsetmiyor bile, o kadar aptalsan beni okuma diyor ana fikrinde.

Rota önemli değil ama birkaç gerek koşul var. İnsandan uzak olacak önce. Gittiğin yolun gideni geleni fazla olmayacak. Sürprizlere açık olacak. Denize yakın olacak, hatta deniz kenarı olursa uff olunacak. Mavi yoksa yeşil kesin lazım. Hız sınırı büyük ihtiyaç mesela! Öyle basıp gitmeyeceksin, yaşayacaksın yolu, tadına varacaksın. Etrafı seyrederken kahveni yudumlayacaksın. Radyodan yükselecek ses “ben köşeliydim, hayat dedi düz olana yanaşırım”. Tamam diyeceksin sorun değil. Sen vermezsen ben düşerim mutluluğun peşine. Varmasam tadını çıkartırım yolun, yolculuğun. Sana mı kaldık diye de atacaksın havanı.

Sonrası yol, huzur sonrası… Akşam meltemi, deniz kenarı, bilmediğin yerler, insanlar. Sonrası uzağı bildiğin yerlerin, bilinmeyenin verdiği haz, heyecan... Temmuzda güneş, usulca ilerleyen zaman, çıplak ayaklara bulaşan kum, denizin tuzu, yazın sıcağı. Sonrası yeşil sevene yeşil, pembe sevene pembe.

Akıntı nereye akıyorsa oraya akacaksın, suyun durulduğu yerde konaklayıp yeni bir rüzgâr bekleyeceksin. Eserse ne ala, esmezse burası günü geçirmek için harika bir seçenek. Aramayacaksın yatak döşek. Konfor peşinde olmayacaksın. Güvendeysen ve mutluysan huzur da gelir. Ne kadar çok istersen o kadar az olur, öyle diyor kitap. Az isteyip çok mutlu olacaksın. Olamıyorsan olmamışsındır. Sorun sendedir hayatta değil. Geri dönüp bir daha alacaksın aynı yolu. Nerede hata yaptım diyeceksin, eksik olan ne, fazla gelen nedir?

Yatakta kalmıştık biz. Perdenin kenarından sızan güneş canımızı sıkmıştı da yorganı başımıza çekmiştik. Gece geç yattığımız için kalkmak da istememiştik yataktan hatta. Ah uyku kardeş, sen ne güzel bir şeysin. Seni verenden razı olsun Allah.