YATAK ÜZERİNE DENEMELER - 21.01.2020

50 kere okundu

O iş öyle olmaz yalnız. Sabah uyanıp perdeden sızan ışığa tav olunmaz. Kalkılmaz yataktan, yıkanmaz yüz. Üst baş giyilmez özene bezene. Hayat o kadar da planlı bir eylem değil. Git gel Konya altı saat derdi Hasan Külünk. Hızlı treni çıktı, otobanı çıktı değişti her şey. Fişek gibi gidip geliyor insan. Ya da yatıp kalıyor en tembel haliyle. Geceden kapatmış oluyor perdeyi sıkı sıkı. Gün doğsa da perdenin ardında kalıyor. Yağmur sesi geliyor belki ama o da cana minnet. Kalkmak istemeyen gövdenin üzerine ölü toprağı. Kaldığın yerden devam et uykuya. Güzel memleket sonuçta. Bi gömülüyorsun içine ne dert kalıyor ne tasa. Yaran olsa iyileşir yeterince uyursan. Hem ruha deva, hem bedene.

Tamı tamına yirmi nokta üç kilometre. Biniyorsun mavi başlıklı dolmuşa. Şehir merkezinden geçip Derince ’ye doğru gidiyor, sonra Altmış Evler, Doksanbeş Evler derken alt yoldan varıyor varması gereken yere. İnip yürüyorsun biraz. İstasyon Kebap’ta hep birileri var, yirmi yıldan fazladır değişmiyor bu. Eskiden adı Lalezar'dı, Türklüğü ayırt edici bir özellik sanan arkadaşlar Türk kahvesi diye değiştirdi. Yer aynı yer ama ismi başka. Rayların üzerinden denize doğru yürüyorsun. Eski iki ev var karşılıklı, ikisi de terkedilmiş. Hemen yanlarında üçer katlı iki ev daha. Onlar da karşılıklı. Deniz tarafındakinin üçü de dolu. Tren yolu tarafındakinin birinci katı boş. Yıllar önce daha taşındıklarının haftasında adam göz göre göre karısını bıçakladığı daire. Adam hapis, iki çocuk öksüz, kadın rahmetli… O gün bu gündür kimse tutmadı, kaderine terkedildi üç oda bir salon. Üst katında hukuk fakültesinde okuyan üç öğrenci. İkisi Trabzonlu, biri Batmanlı. En üst katta bir oda, büyükçe bir oda. Balkonlu… Balkonunda beyaz, plastik bir koltuk. Şezlong gibi. Ayağını balkonun demirlerine uzatmış oturuyor bir adam. Gelip geçen yok iki saatte bir gürültüyle önce görünüp sonra yavaş yavaş gözden kaybolan yük trenlerini saymazsak.  Yine yağmur var. Yine kapalı hava. Deniz hiç bu kadar yakın olmamıştı.  Limandaki gemilerden birine atlayıp gözden kaybolmak ne güzel olurdu!

İnan bana göz açıp kapayıncaya kadar geçecek, on yıl dediğin ne ki. Yirmi yıllık mevzuyu daha dünmüş gibi hatırlayan adam söylüyor bunu. Yabana atma. Yormuş olacak seni hayat ama aynı zamanda olgunlaşacaksın da. Sırtındaki yüklerden bir bir kurtulacaksın. Değerini anlayacaksın geçen zamanın. Durduramayacağını da kavrayacaksın. Gözlerinin yeteneği azaldıkça aklınınki artacak. Her kaybettiğinin yerine yenisini koyabileceksin. Ama bu şansa bağlı olmayacak. Seçimler tamamen. Doğru seçimler yaparsan doğru yollara sapacaksın. İhtiyacın olan her şeye rastlayacaksın o yollarda. Önce biriktirmeyi öğrenecek, sonra biriktireceksin. Yükte hafif pahada ağır olanları. On yıl dediğin ne ki, inan bana göz açıp kapayıncaya kadar geçecek. Dua et de boşa geçmesin.

Kendini sevmeli insan, evini sevmeli, yatağın sevmeli. Yastığını sevmeli, huzurla teslim etmeli başını ona her gün bitiminde. Ve acele etmemeli başını kaldırmak için. “Harika bir tabloyu yakarak ısınmaya çalışan aptallardır çalışkan insanlar.” der Emre Yılmaz. Kimseye karı yoktur çalışkan olmanın parayı ve gücü sevenlerden başka. Para ve güç de sevilir bir şey değildir aslında. Hastalıklı akılların yanılgısından üreyen bulaşıcı bir hastalıktır. Büyüsüne kapılan aptallarla beslenir ve yine yer bitirir aynı aptalları. Hiçbir hayvan fazladan avlanmaz, yiyebileceğinden fazlasını saklamaz. Bir ağaca gereğinden fazla su verirseniz kurur. Yeterinden fazla çalışıp, yeterinden fazla kazanan her insan için de geçerlidir bu. Kim icat etmiş zaten sabahın köründe kalkıp işe gitmeyi; kahrolsun sanayi devrimi, kapitalizm demekle olmuyor yani. Uyumakla oluyor, az yemekle, tembellik etmekle oluyor.

Olmayanlardan vazgeçip, olanlarla mutluluğa ulaşanlardan eylesin bizi. Vazgeçmeyi bilip yanlış yolda yürümekten kendini alıkoyanlardan eylesin. Aylak aylak gezenlerden, güzel bir melodi duyunca içinden de olsa eşlik edenlerden eylesin. Kötüden uzak tutup iyiye dost eylesin. Hanımeli koksun deniz kenarları, yağmurla yere insin havadaki toz. Bütün uçak seferleri, vapur ve otobüs seferleri iptal edilsin. Gitmesin kimse kimseden. Bizi sevdiklerimizle bir eylesin. Mutluluğumuzu daim eylesin.

Biliyor O kendini…

Deniz Uyumak
21.01.2020 Salı

Uyumak uyumak en iyisi yaşam ve ölümde