eylül ve yeni maltepe - 2.09.2009

86 kere okundu

     Eylül ayı demek, okulların başlaması demek, sabah erken kalkmak demek, koşuşturmanın yeniden başlaması demek…  Bu yıl için ramazan demek, bayram demek…
Bugün evraklarımı aldım artık eski diyebileceğim okulumdan, yarın işlemleri halledip Maltepe’deki yeni okulumda göreve başlayacağım.

     Pek keyifli değildi sınav dönemi,  bir daha birlikte çalışamayacağım arkadaşlarımla biraz daha vakit geçirmekti amacım, oysa ne ben uyanıp erken gidebildim okula ne de onlar somurtmaktan geri kaldılar. Her zamanki soğuk suratı ile Sayın ... hazırdılar bugün okulda, Yunus Karagül hoca ve  Yücel Deniz hoca da ona eşlik edince tadından yenmez oldu sınav dönemi.  Semra Hoca’nın, müdürün ve Özlem’in hakkını vermek gerek, her zamanki gibi güler yüzlerini  eksik etmediler.

     Tırnağımdan kurtuldum, kendi ellerimle ayak parmağımdaki tırnağı çektim, üstelik iğne de yapmadan.  Demek ki doktor amcanın enjektörü parmağıma saplaması gerekmiyormuş tırnak çektirmek için. Ne de güzel oldu pek de güzel oldu.

     Ev olayında halen ikinci aşamaya geçmiş değilim. Yarın mutfak dolaplarını takacaklar güya, ben de gidip boya yapacağım sonra temizlik yapacağım ve Pazar gününe kadar taşınmış olacağım. Daha evdeki eşyaları toplamaya başlamadım bile.

     Yarın ayrıca internetimi ve hiç sevmediğim Türk Telekoma ait telefon hattını da kapattıracağım. Yeni evimde de internet almayı düşünmüyorum bir süre. Hatta telefona verilen sabit ücret kalkana kadar internet almayabilirim.

test test
6.11.2012 Salı

Buraya güvenlik kodu lazım yoksa site hacklenir

yeni adresim idealtepe - 4.09.2009

73 kere okundu

     He babam de babam koştur babam koştur babam… Son bir haftadır bir koşuşturmaca halindeyim. Yarın sınava girecek öğrencilerin dersleri, eski okulumdaki sınavlar, yeni okulumda göreve başlamam ve en önemlisi de taşınma telaşı.

     Yeni ev sahibim Fethi Gemuhluoğlu’nun müdürünün abisi Hasan Amca. Mutfağı eksikti evin, dolaplarını yeni yaptırıyordu, banyoda ise hiç dolap yoktu. Taşınabilirsin ev uygun derken sanırım bekar olduğum için evimin düzensiz olduğunu düşünüyordu. Oysa ben evimi düzenli isterim, eve girdikten sonra birileri gelsin evimin içinde inşaatla uğraşsın istemem.  Kontrat yaparken bir dolu hamle denediler, belki işlerini sağlama almak için, belki kötü niyetten şunu da yazalım, şunu da ekleyelim dediler. Çoğul eki kullanıyorum çünkü kontrat yaparken 60 yaş civarı üç kardeş ve ben birlikteydik. Bende mi abimi çağırsam dedim kendi kendime ama ne yazık ki abim bu durumlara pek ilgi gösteren birisi değil. Benim umurumda olmayan bazı şeylere eyvallah dedim gönülleri olsun diye ama bazılarında da abartmayın diye çıkıştım. 2 yıllık kontrat yaptık, kira artışı enflasyon oranında olacak. Akşamdan anlaştığımız şeylere sabahtan hayır dedi ev sahibim, tamam bitti dediği şeyler için de bir hafta içinde hallederim sözünü verip Yalova’ya döndü. Fazla şansını zorlamadığı sürece benden ev sahibine zarar gelmez ama işler hep onun istediği gibi yürüyecek zannediyorsa kapı duvar hadisesi yaşar çok uzak olmayan bir tarihte.

     Yeni komşularım eskilerden iyiler. En azından eve gittiğim ilk gün yardıma ihtiyacınız olursa çekinmeyin dedi bir kaçı. Oysa eski apartmanımda herkes Anadolu’dan gelme kültürüne bağlı insanlar. En azından onlara sorduğumda öyle söylerler ki kültürü apartmanı hayvan ağırı gibi kullanmak zannediyordurlar muhtemelen.  Yani komşularımın kötü olan tarafı her gördüğümde merhaba diyecek olmaları. Sosyalleşmek istesem evlenirdim, istemem kimsenin merhabasını, günaydınını.

     Okulda ilk zümreyi yaptık bugün. Pek ses çıkarmadığım için sanırım beni mülayim birisi zannettiler, karamanın koyunu sonrası evlere şenlik…
Pazar günü evi taşıyorum ve ondan sonra okul başlayana kadar tatildeyim. Çorum´a gitmeyi düşünüyorum bayramdan önce. Orhan Çam ile birlikte İstanbul’a dönmek planlarım arasında.

     İnternetimi ve telefonumu kapattım. Türk Telekom esaretinden kurtuldum, darısı herkesin başına. 24 aylık antlaşmam varmış ve aboneliği kapatırsam 70 lira fazladan ödemem gerekiyormuş. Canım sağ olsun benim. Yeter ki kurtulayım Telekom’dan, olmasın benim yetmiş kâğıdım.

adios aydos - 6.09.2009

62 kere okundu

     Ben açık pembe düşünüyordum her ne kadar homoca olsa da ama Musa lila olsun dedi, peki dedim. Boyayı Cuma günü almıştım, bugün ise kullanım.
Sabah Kadıköy Karacan’da seminer vardı, sabah 10 da bir sınıf dolusu öğretmen ile boş bir işin hazır bulunmaktaydım. Herkes beş dakika ders anlatacakmış, konsept bu. Beleş ders anlatmam ben arkadaş, beni dinlemek için para ödemeli insan.

     Ara verdik bir saatlik lak laktan sonra, herkes kantine indi bir şeyler atıştırdı. Oysa Ramazan ayındayız ve memleketim insanının çoğu oruç tutuyor. Muhlis hoca ki o da Trabzonlu ve ben sap gibi kaldık bir kenarda çünkü oruç tutan sadece ikimizdik. Yanlış bir şey mi yapıyoruz dedik birbirimize gülerek.
Ders uzayacaktı ama önce davranıp ben uzadım. Minibüse atlayıp eve geldim, yeni evime. Odaların lambalarını taktıktan sonra Musa’yı beklemeye koyuldum evi boyamak için. Saat 7 olduğunda mutfak, salın ve antrenin boyası bitmişti. İnce işçilik dışındaki boyama işini ben yapmıştım ve beklediğimden çok daha güzel olmuştu.

     Eve geldikten sonra uyudum biraz, çok yorgundum ve yarın taşımam gereken bir dolu eşya vardı.

     Önce Volkan’ın evini taşıyacağız sabah 9 gibi. Öğleden sonra da benim ev taşınacak. Ümit (Ümit Kubat)ile Alperen yardıma gelecekler. Birkaç arkadaşı daha çağırdım ama işleri varmış.

     İstanbul’daki ilk evimde son gecem, yeni evim hem mekân hem ev olarak buradan çok daha iyi. Umarım iyilik olayı fiziksellikle sınırlı kalmaz.

11:10 - ve taşındım - 7.09.2009

79 kere okundu

     Sabah 9 gibi Volkan’ı aradım, arabanın bozulduğunu biraz geç kalacağını söyledi. Peki deyip uyumaya devam ettim. Saat 12 gibi uyanıp start verdim taşınma işine.

     Araba gelene kadar ben ufak tefek eşyaların çoğunu aşağıya indirmiştim. Sevgili arkadaşım Ümit Kubat ve arkadaşları 2 saat önce uyandırıp gelmelerini söylememe karşın saat 2 den sonra teşrif ettiler. Arabaya yüklenmemiş sadece çamaşır makinesi ve buzdolabı kalmıştı geldiklerinde.

     İdealtepe’ye gelip eşyaları indirmemiz ve eve taşımamız saat 5 gibi bitmişti. Çocuklar İkea’ya gitmek için çıktılar ve evde yalnız kaldım. 3 tane sandviç yapıp akşam yemeğimi yedim. Dün orucumu bozdum bu arada, affet Allahım ama çok susamıştım. Hem bir gün önce boya yaparken de aynısı olmuş ama bozmamıştım orucu. İyi halim göz önünde bulundurulursa çok mutlu olurum, sevgilerimle…

     Ümit eşeği sonunda sandalyemi getirmiş. 2 yıldır istiyordum bunu, üniversite bitince evde kalmıştı sandalyem. Komşu kızlara vermiştim ama hiç aklımdan çıkarmamıştım. Altı yıllık aradan sonra kavuştuğum sandalyemi balkona attım. Bu günden sonra hayat daha bir rahat olacak emektar sandalyemle.

     Çocuklara İkea’dan yemek masası aldırdım ve dört de sandalye. Gece 1 saatimi aldı monte etmek meretleri. Güzel oldu evim neticede. Biraz sıcak sanki, komşularda pek bir yakın. Koşarak sıçrayıp atlasam yan binanın balkonuna geçebilirim. Alışacağız artık mekânın güzel olmasının dışında negatif yönleri de var ve yaşamak zorundayım. Her şeye rağmen memnunum hayatımdan.

     Şimdi gidip doğalgazı açtıracağım Volkan ile beraber. Eski evin su, elektrik ve doğalgazı da kapanmayı bekliyor. Bana kolay gelsin.

23:20 - yan gelip yatmak, bir başıma - 8.09.2009

66 kere okundu

     Misafir olayından hoşlanmadığımı bir kez daha özümsedim. Her misafir fazladan iki ayak demek, fazladan her iki ayak fazladan kir pas demek, fazladan kir pas fazladan temizlik ihtiyacı demek, bunların hepsi huzuruma kasıt demek.  Sevmiyor değilim arkadaşlarımı, dün akşam Volkanlar bu akşam fik (Fikret Memişoğlu) vardı, ikisiyle de geçirdiğim zamanı seviyorum ama içimde bir şeyler hayır diyor, sen bu değilsin diyor. En iyisi evinde her zaman bir başına olman diyor, ne güzel de diyor ağzından bal damlıyor mübareğin.

     Dün tin tin tin dolaştık Volkan ile eski evin elektriğini suyunu ve doğalgazını kapattırdık. Yeni evimin doğalgazını açmak için de randevu aldım, yarın 13-15 saatlerinde bana gelecekler. İski’de hır çıkardım bu işleri yaparken. Bir dolu koca kafa boş boş otururken 2 kişi ilgileniyordu müşterilerle. Önümde 13-14 sıra vardı ve bir sıra en az 5 dakikada atlıyordu. Müdürlerine gidip yüksek sesle neden bunlar çalışmıyor dedim, sizi beklemek zorunda mıyız dedim, önce mırın kırın ettiler, sonra hayır onlarda çalışıyor dediler en sonunda da size ne dediler. 5 dakika geçmeden sıra bana geldi nedense, itelemeden çalışmıyor koca kafalar. Bu arada dikkat ettim İski’de başı açık bir tek kadın çalışan yoktu, ne tesadüf dimi. Zannetmeyin ki ayrımcılık var İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin şirketinde. Tamamen tesadüf tanık olduklarım. Kaynarca’daki İski’de 1. katta çalışan 30 kişiden minimum onbeşi kadın ve hepsi türbanlı.

     Bugün ev sahibim geldi sabahın köründe. Mutfağımın dolaplarını halletti önce sonra Koçtaş’a gidip banyo dolabı ve aspiratör aldık. Evimin işi bitti sayılır. Artık rahat rahat oturmak yakışır bana.

     Akşam iftara Fikret geldi. Fırında kremalı tavuk, çorba ve pilav vardı menüde, bir de salata. Sonra mutfağı ve banyoyu temizledik, birer fincan çay içtik. Şimdi yatma zamanı, uyumak değil ha yan gelip yatmak…

05:20 - terim adında bir tavus kuşu - 10.09.2009

82 kere okundu

     Ulan Terim, ulan ikinci sınıf tavus kuşu, kafanı soktuğun kumda dünya senin çevrende dönüyor sanıyorsun ama dışarıda kalan kıçına pandik atmayan kalmadı. Ne bir bok başardığın var, ne de bir boktan anladığın. Küçük takımdayken suratına bakmadığın adamları büyük takımda bir maça çıktı diye takıma almalarına mı küfretmeli, yoksa sırf kaprisin yüzünden nice topçuları milli takımdan uzaklaştırmana mı… Milli takımdan soğuyalı iki yıl oldu, bunun suçlusu sensin,  gerçi sana tahammül eden federasyon yetkilileri ya da senden korktuklarından dolayı laf edemeyen gazeteci kırıntıları da senin kadar suçlu. Eskiden birileri Şenol Güneş’in karizması yok derdi, karizması olmayan adamdan milli takıma çalıştırıcı mı olur derdi şimdi alsınlar seni de münasip yerlerine soksunlar. Hem şişkin egon ve üzerinde iğreti duran sebepsiz yere kabarmış erkekliğinle ancak onları mutlu edersin bir de Galatasaraylıların üç beşini. Sen bu takımın başında olduğun sürece ben Yunan milli takımını tutacağım, zira Türkiye milli takımı diye bir şey yok ortada, olsa olsa Terim milli takımı var. Beş para etmez bir adamın takımını tutmam, ulan Orhan Çam sen de tutarsan adam değilsin söyleyeyim şimdiden

     Yarın okul var, ilk iş günüm olacak. Handan isminde bir müdür yardımcısı sanırım sırf görev vermiş olmak için kayıta gelmemi istedi. Peki sayın müdür yardımcım gelirim memnuniyetle ama yazarım bunu bir kenara ve ilk aksiyon istediğim anda yanında alırım soluğu söyleyeyim.

     Doğalgazım açılmadı, neymiş efendim mutfakta havalandırma yokmuş. Ulan su sığırı sanki benden önceki kiracının havalandırması vardı da ben tıpa soktum deliğe. Hem mutfak dediğin yer kapısız, salona açılan yerde havalandırmayı ne yapayım, kış günü kıçımı mı üşüteceğim.

     Etraftaki çoluk çocuktan da bıktım artık, ya büyüyün ya da uzaklaşın çevremden, kalabalığa gelemem, kuru kalabalığa hiç gelemem.

03:25 - orhan çam´a sevgilerle - 12.09.2009

95 kere okundu

     Bizim Orhan var ya hani Orhan Çam diye bahsettiğim eleman.  Bundan ben sayfama asp kod yazmasını istedim, o hayvan da ne yaptı dersiniz, tuttu sıçtı ana sayfanın içine. Oğlum ben salak mıyım, çocuk muyum kandırıyorsun beni. Gece vakti ne bozarsın asabımı, şimdi sabahın üçünde arayıp yataktan kaldırsam seni ben hayvan olurum, aramıyorum sen hayvan ol. Şimdi sıçıp sıvardım seni ama sonra ağlıyorsunuz. Tut işte Ulaş, hak ettiği için onca lafı yedi sonra kapak oldu google da. Yok efendim değiştirmeliymişim yazıyı, yaptığım olmuş muymuş falan da filan. Ulan hayvan bokları, sizin yaptığınız oluyor mu? Bir şeyi yapacaksan adam gibi yaparsın, yapmayacaksan hiç yapmazsın. Şimdi al o yaptığın tasarımı iyice bir dür, dürüm açılmasın diye kodlar ile sıkı sıkıya bağla ve uygun bir yerine sok Orhanım Çamım. Çünkü yaptığın boktan işi sokaktan geçen davulcu bile yapar ki asıl işi olan davul çalmayı bile beceremeyen bir adamdan bahsediyorum.

     Bu arada dünkü yazımıda silmişsin. umarım yedeğini almışsındır, yoksa doymadığını düşünüp ikinci dürümü göndericem. üstelik bu acılı olacak, adana usulü.

     Şimdi diyeceksiniz bu hayvan diğer hayvana neden kızdı. TIKLAYIN ve bana iyilik olsun diye yaptığı sayfayı görün.

16:00 - yandan yemiş kolejim - 14.09.2009

76 kere okundu

     Perdeciden tülleri mi aldım, pek hoşuma gittiğini söyleyemem. Bir dolu para verdim ama sıradan, sade bir tül yapmış, birkaç pile eklemiş o kadar. Sevmedim yani…

     Volkanlara uğradım 2 gün önce, evleneli çok oldu ama ben evlilik hediyesini yeni verdim. Bizimkilere yani okuldan arkadaşlara bu çocuk evlendi hiçbir halt yapmadık bari bir hediye alalım demiştim, peki demişti hepsi ama yıl oldu hala tık yok. İlk geldiğimde görüp göreceğin en iyi okul burası denmişti, ayrılırken de kolej havası olduğu söyleniyordu ama bir arkadaşımız evleniyor ve kimsenin dönüp baktığı yok. Gerçi yeni gittiğim okul için de burası görebileceğin en iyi okul dediler ilk günden, tırı vırı hepsi. İnsanın olduğu hiçbir yer en iyi değildir.

     Dün Trabzon’un maçı vardı Olimpiyat Stadı’nda, Ertan ile vurduk yola saat üçte. Harikaydı maç, tam altı gol attı Trabzon Büyükşehir’e. Maçtan sonra hemen yola çıkmadık iftarı aldığımız birkaç parça bişeyle açtıktan sonra vurduk yola. Eve vardığımda saat daha dokuz olmamıştı.

     Konya’ya gitme ihtimalim var, belki bir laptop alırım kendime. Masaüstü makinem eskidi, hem balkonu kullanamıyorum. Hem bilgisayar başında olup hem de balkon sefası yapmak zor.

15:50 - yeşile kaçmalı üç beş gün - 16.09.2009

70 kere okundu

     Gittim tahsil ettim paracıklarımı dün, önce dershaneye sonra bankaya gittim, ardından da Denizbank’a yatırıp hepsini,  ödenmesi gereken yerlere  ödedim. 1 ay çalış, üstelik iki yerde birden sonra da öteye beriye dağıt parayı, ne akıllıca dimi.

     Meleklerimi aradım, ders çıkışı buluşup bir yerde oturduk. Gözde hanım asmışlar dersi bugün o yüzden katılamadılar bize. Serseriler büyüyorlar gün be gün.
Adapazarı’na gitmeye karar verdim saat 3 gibi ve ilk trene atlayıp yola çıktım. Nalan ile konuşmuştum gitmeden önce, balık alacaktı, mezgit ve istavrit almış. Ben de levrek alıp aç kalma tehlikesini kafadan yok ettim. Mezgitler çok güzeldi, levreklerin yarısı kaldı.

     Camili’ye giderken mısır tarlalarının kokusu vurdu burnuma, başımı alıp kırlara çıkasım geldi, birkaç gün bir köy yerinde bir başıma dinlenesim geldi. Bir yerlerde lastik yakmışlar, onun kokusu bile hoşuma gitti, köyüm gibi koktu. Yanlış anlamasın köyümde lastik falan yakmazlar, ama mısır kokusu, toprak kokusu lastik kokusunu bile iyi gösterdi.  Bu saatten sonra Trabzon’a gidilmez, çok uzak yol belki Sapanca’ya ya da Kefken’e falan gider 3-4 gün kafa dinlerim.

     Yarın eniştem gelecek sanırım, kuzenim Arif’in yemin töreni var, bayramda da Orhan Çam beyler teşrif edecek.

     Akşam yemeğe Ertan´ı çağıracağım sanırım, çok sıkıştı her şey bu ara, okul da başlayacak. sozon başlıyor ve benim kafam hiç dinlenmedi. Allah çevremdekilere yardım etsin.

05:20 - domates üstü garipoğlu - 17.09.2009

92 kere okundu

     Sabahın kör vakti, hoca ezan okuyor, duştan çıkıp suyumu içtim ve bitirmek üzere olduğumuz Ramazan’ın bir gününe daha başlıyorum. Sanmayın bu saatte sokağa çıkacağım, gidip yatağıma yatıp muhtemelen yarın öğlene kadar uyuyacağım.

     Domates almıştım bugün, amacım konserve yapmaktı,  fazla değil beş kilocuk. Saat 2 gibi işe koyuldum, sıcak hatta kaynamış suya domatesi batırıyorsun 5-10 saniye bekletip çıkartıyorsun, ardından soğuk suyun içine atıp orada da 5-10 saniye bekletiyorsun. Neden mi yapıyoruz bunu çünkü domatesin kabuğu kolayca soyuluyor bu sayede. İlgilenen var ise bıçağı eline alıp elma soyar gibi soymasın domatesleri, hem uzun sürer hem de domatesin yarısı kabuğa karışır gider, birde acemiyseniz vah halinize. Sonra domatesleri doğrayıp hafiften kızdırılmış yağın içine katıp kaynayıncaya kadar pişiriyorsun. Sonrası kolay, doldur kavanoza sakla kışa kadar. Sosisleri dilimleyip konserve domatesle haşlayınca tadına doyum olmuyor kış sabahları.

     Bu arada vatana ve millete ayrıca tüm mahalle karılarına ve karı kılıklılara, ilgilenen ilgilenmeyen ki ilgilenmeyen çok azdı herkese hayırlı olsun, Cem Gariboğlu yakalanmış. Çok ta umurumdaydı, her gün bir dolu cinayet işleniyor memleketimde, bir dolu mafya bozuntusu hiç sebepsiz bir dolu insanı öldürüyor, dağdaki kahpe puştların şehit ettiği askerleri saymıyorum bile. Ama biz ne yapıyoruz aylardır, anasının babasının sahip çıkmadığı lisesi bir kızı, başka bir liseli kendini bilmez öldürdü diye tüm meselelerimizi unutup cem ile münevvere endekslendik. Toplumsal bilinci gelişmiş bizim gibi kültürlü bir kalabalıktan da bu beklenirdi. Sokaklar münevver dolu, dikkatimizi çekmeleri için zengin bir oğlan tarafından kesilmeleri gerekiyor sanırım. Gerçi kimse suçu ispatlanana kadar suçlu değildir. Elin zengin züppesine şimdiden katil demeyelim, hele bir itiraf etsin, gazeteciler akbaba olup çok ta umurlarındaymış gibi ruhunu şeytana havale edecekler onyedilik veledin.

10:15 - yolum Viaport´a düştü - 18.09.2009

66 kere okundu

     Yine uykusuzluk başladı, sabahları erken kalkmaya başladım yine ve bundan hiç hoşlanmıyorum. Şunun şurasında bir hafta kaldı tatilin bitmesine ve hala dinlenmem gerek.

     Dün Eğitim Bir sendikasının iftarı vardı Pendik’te,  Tamer ile sözleşmiştik gitmek için. Önce vazgeçtim gitmekten sonra karar verdim gitmeye ama geç kalmıştım. İftar saatinde Pendik çarşıdaydım. Ne zamandır hasret kaldığım tavuk dönere doydum. Şu tavuk döneri icat eden adamdan Allah razı olsun. Saat dokuz gibi sayın Tamer ARICAN ve beraberindeki Yunus KARAGÜL yanıma teşrif ettiler ve beraberce ViaPort’un yolunu tuttuk. Planımda takım elbise almak vardı. İlk Süvari’ye uğradık, beni keklenecek kıvamda gören bir satıcının fazladan bişiler satma çabasından sıkılıp sevdiğim bir takımı almayacağımı söyleyip çıktım dükkandan. Üstelik pantolon boy ölçüsünü de aldırmıştım. Sonra diğer tüm dükkanları dolaşıp tekrar Süvariye döndüm ve takımı aldım. Ancak ikinci gidişimde ben almaya karar verdiğim için almıştım takımı. İlk seferde ise daha takım elbiseyi almaya karar vermeden ikincisini, ayakkabıları ve diğer malzemeleri de bana kakalamaya çalışan zibidinin aç gözlü davranışından rahatsız olduğum  için almamıştım takımı.

     Viaport’da gezinirken öğrencilere uğradık, Nur ve Cemil ile oturup çay içtik. Sanırım o iki eşek yakın zamanda çıkmaya başlarlar. Bayramdan sonra bana balığa gelecekler, sözüm var balık yapacam koca kafalara.

09:35 - ders zili çalıyor bugün - 18.09.2009

0 kere okundu
     Perşembe günü Orhan’ın Durusu’nu görmek için altıya kadar evde bekledim. Önce sevmedi beni velet ama sonra tüm çocuklar gibi indirdi yelkenleri. Hatta ben giderken elimden tutmuş benimle sokağa çıkmaya niyetliydi. Sevdim Duru Suyu.
     Akşam Ertan’a geçtim Sultanbeyli’ye. Yemek yedikten sonra sokağa çıktık, dolaştık biraz. Köy gibi Sultanbeyli, sokakta modernliğe dair hiçbir şey yok. Sokak satıcıları Kürt, gezinenlerin çoğu Karadenizli.
     Sabah 8 gibi uyandık dün. Ertan okuluna ben okuluma gittim. Diploma harçlarını ödemek için Semra ile Kartal’a geçtik. Diploma harçlarını öderken koca kafalı melek Filiz’in babasıyla karşılaştık, ayaküstü muhabbet ettik biraz.
     Okula döndüğümüzde Tamer ve Yunus da gelmişti. Öğrencileri çağırdılar tercihlerde yardımcı olmak için. Üzücü durum, okulumuzun en iyi öğrencileri ancak vasat bir yerlere girebiliyor. Bu sadece bizim için geçerli değil, dönüşte uğradığımız Kırımlı Fazilet’in ki onlar Anadolu lisesi öğrencileri de beklenenden az puan almışlar. Hatta bizim okul Pendik ortalamasının oldukça üzerinde yüzdesel olarak. Ama yine de kötü puanlar. Oysa ne kadar da havaya girmişti garipler kesin kazanacaklarını düşünerek. Hayat böyle bir şey. Keşke tercih yapmayıp bir yıl daha hazırlansalar ve daha iyi yerlere girseler. Ama sanırım maddi olanaksızlıklar bir yıl daha harcamaya izin vermeyecek pek çoğunda.
     Okuldan çıkarken Tamer Efendi her zamanki gibi bekle birlikte çıkalım dedi, bekledim her zamanki gibi. Ve her zamanki gibi dediği saatte çıkamadı okuldan. Allahtan bu kez dirayetli davranıp 1 saat gecikme ile kaçtım okuldan.
     Artık evimdeyim, Orhan Eskişehir’e geçti ailesi ile birlikte. Zamanım olsa o düzenbaz ile tatile giderdim ama ne yazık ki dershane başlıyor. Ki benim şimdi hazırlanmam gerek, süslenip sokağa atayım kendimi. Saat onbirde dersim var. Ders çalışamadım yeterince, gerçi nedense 3 ay çalışsam yine yeterince çalışmamışım gibi geliyor. Kulağa hitap edemesem de göze hitap edeyim bari. Satış yapmak önemli, neticede öğrenci müşteridir ve seneye de kayıt yaptırması

18:20 - yarın bayram, çaktırmayın - 19.09.2009

79 kere okundu
     Dün sabah Arif’in (Arif Şen) yemin töreni vardı, kalkamadım erken. Kenan Evren Kışlası’na gittiğimde saat 10 olmuştu.  Bir saat kadar bekledikten sonra eniştem ki ben ona İsmail Dayı derim ve kuzenim birlikte geldiler. Yanlarında 3 kişi daha vardı Trabzon’dan. Akşam bana gelmelerini istedim ama amcalarının kızına sözleri varmış sonra gelelim dediler, Orhan Çam canlısıyla bir yerlere gideceğimize dair planım olduğundan yarın evde yokum dedim.
     Kışladan eve dönerken eski müdürümü aradım. Maltepe’de buluşup Carrefour’a gittik. Takım elbise alacakmış, işin yoksa birlikte gidelim dedi, tamam dedim. Arkadaşlar bilir, Konya Ticaret Lisesi’nde iken müdürümle kapışmış sözlü ve fiili saldırıdan ceza almıştım. Bu müdür o müdür işte, Abdullatif  hocam, Abdüllatif  Kömürcü. Severiz birbirimizi, Rizelidir kendisi, müdürlüğü bırakıp şube müdürü olmuştu Çumra’da.  Takım elbise alma olayımız maceralı oldu. Maltepe Carrefour’dan Kartal Real’e geçelim dedik ama yolu karıştırdığımız için Pendiğe geçtik ve ViaPort’a gitmeye karar verdik. Bilgi eksikliği insanda telaşa yol açar ve yol bilmemek kötü şey İstanbul denen devasa hayvanat bahçesinde. Eve vardığımda saat 7 olmuştu.
     Dün gecem film seyretmekle geçti, bu gece de aynı tarifeyi uygulayacağım. Gerçi dün akşam Trabzon maçını da seyrettim, daha doğrusu seyrederken uyudum.
     Orhan Çam  katırı dünden beri telefonlarıma bakmıyordu, aradı bu sabah reddettim. İkinci aramasında açtım, bir yer dedi bana oraya gidelim diye. Siktir git dedim istediğin yere. Bir boku yapacaksan yapacağım dersin, fikrini değiştirirsen fikrimi değiştirdim dersin ama senle plan yapan kişiyi sallamazsın Orhan Çam efendi. Şimdi sana yavşak dedim ya, şunu oradan sil diye rica edende yavşaktır söyleyeyim şimdiden. Bu yazı daha sonra değiştirilirse bilin ki Çam rica etmiştir, yani yavşaktır yazdığım gibi.

20:45 - birinci gün sonu - 20.09.2009

80 kere okundu

     Saat 9 oldu, bayramın birinci günü bitti hayırlısıyla. Az önce kalktım yataktan, saat henüz sekiz olmuştu, akşamın sekizi… Bayramda erkekler tıraş olur ya, baktım aynaya sakalım uzamamış ben de saçımı tıraş ettim,kazıdım yani.

     Gündüz arada uyandım telefona, birileriyle konuşup başka birilerinin mesajlarına cevap yazdım, vakit bayram ise uyanmamak en iyisi sanırım.

     Şimdi oturup maç seyredeceğim, sonra da balkona çıkıp kitap okumayı düşünüyorum. Ama sanırım önce kahvaltı yapmam gerek, dışarıdan bişiler söylesem de olur gerçi.

02:25 - ikinci gün de bitti - 22.09.2009

0 kere okundu

     Annemle küstük 1 aydır, ilk kez bir ay süreyle annemle konuşmadık hayatım boyunca. Bugün aradım, üzülmüş bana sesimi duyunca sevindi, konuştuk bir dolu.

     Güne öğlen bir gibi başladım, menüde kaşarlı salamlı sandviç vardı. Orhan ile hummalı bir saatlik çalışmayla siteme yeni bir yüz kazandırdık.  Bu kadarı için teşekkürler Orhan ama yarın epey daha işimiz var ve biliyorum ki seni tepelemeden iş görmezsin. O yüzden yarınki öküzlüklerim için şimdiden özür dilerim.

     Gece Fikretlere gittim. Alper (Alper Memişoğlu)ben ve Wik birlikte yemek yedik. Biraz oturduktan sonra saat 11 gibi eve döndüm.

     Sayfamı güncellemekle meşgulüm şimdi, hadi bana kolay gele.

10:35 - ulan Orhan Çam - 23.09.2009

0 kere okundu

     Güncemde benden çok bu hayvanattan bahseder oldum. Gece vakti ki saat onikiyi gösteriyordu benim sayfa göçtü. neymiş efendim http 500 hatası varmış. Ulan hata saati midir, daha üsturuplu bir saatte hata veremiyor musun meret. Orhan´ı bekledim sabaha kadar.

     Harika bir film seyrettim, babacık ve Umut´un filmi. Filmin sonunda uçup gitti umut dönmek üzere.
 
     Sabah yedi gibi sahile inip koştum yarım saat. Bostancı´ya kadar gidip geri döndüm. Kombi yine hava yapmış, 20 saniyeme kıyıp havasını almaktansa kılıksızın soğuk suyun altına attım kendimi.
 
    Orhan´ı beklerken asker arkadaşım Halil Tunç ile sohbet ettik. Sevimli çocuktur, severimde üstelik. Askerde yüzünü görmek içimi rahatlatırdı.
 
     Şimdi üstümü giyip sokağa atacam kendimi, hedefte Pendik var.

08:00 - hadi Bismillah - 24.09.2009

0 kere okundu

     Başlıyor okul nihayet üç ay aradan sonra. Yeni okuluma gideceğim için birazcık heyecanlı olduğum söylenebilir. Sabah yedi gibi kalkıp sahilde koşumu yaptım ardından duşumu alıp sandviçimi hazırladım ve bilgisayarın başına geçtim. Az sonra süslenip okulun yolunu tutacağım.

     Dün Ertan´ın(Ertan Pulat) yanına uğradım. Belki de 15 yıldır görmediğim Ki kendisi Ertan´ın müdürünün eşi olur Şöhret Abla´yı gördüm. Şöhret abla mahalleden çok yakın komşumuz olur. Ertan!a ziyaretimin sebebi bana ısmarlayacağı lahmacunlar idi, öğle yemeğini Real´de yedik
 
     Dershaneye uğradım öğleden sonra, her şey aynı bıraktığım yerden devam ediyor hayat.
 
     Akşam eve gelip kafayı vurdum ve yattım. Gece 1-2 kez onbeş yirmi dakikalık uyanmalarımı saymazsak sabaha kadar yatış pozisyonundaydım.
 
    Şimdi üstümü giymem gerek, ilk günden geç kalmayalım. Hadi Bismillah...

23:50 - şimdiden tatil - 25.09.2009

0 kere okundu

     Neredeyse geç kalıyordum okula, hazırlanıp çıkamadım bir türlü. İlk günümde taksiyle gittim okula am meret yolu bulamadı ben de yakın bir yerde inmek zorunda kaldım.

     29 Saat dersim var bir de koordinatörlükler. 40 saati geçiyorum her durumda yani. Angarya ders olan mesleki gelişimi bana vermişler. Mesut hocanın dediğine göre kısa çöpü ben çekmişim. Peki dedim ilk yılımda kösün bana angaryaları ama ben hep uzun çöple gezerim. Bu son angaryam olur canlarım benim.

      Bugün de ders yoktu yarın da olmayacak. Eski okuluma gittim, arkadaşları, öğrencileri ve meleklerimi gördüm. Kolej havasında ki okulumda her şey aynı. Yine bir dolu minik sıkıntı var. Bu arada sarı saçlıdan güzel bir haber de aldım.

      Okul çıkışı (Burada ki isim ve bir sıfat adı geçen şahsın haklı isteği üzerine silinmiştir) Şenay hoca ve Volkan(Volkan Memiş) aynı arabaya bindik. Carrefour da inip biraz alışveriş yaptık      akşam yemeğinde hamburger vardı. Kıçım ve göbeğimi küçültemedim bir türlü, çok derdim var çooook.

      Yarın a okula gideceğim ama bir saatliğine falan. Boşum yani.

01:30 - tamam o zaman - 26.09.2009

0 kere okundu
     Dün gece ki işlerim bittiğinde saat iki olmuştu. Uyusam ve uyansam koşmaya gidecek halim olmayacaktı. Uyumadım, sabaha kadar film seyrettim. Sabah koşusundan sonra okulun yolunu tuttum.
    
     Koca kafalılar öğrencilere okul olmadığına dair duyuru yaptılar ama öğretmenlere bir şey demediler. Millet oturmuş öğretmenler odasına lak lak yapıyor. Kimseyi tanımıyorum, şimdilik tanıma ihtiyacı da hissetmiyorum gerçi. Bana şu işi yap de yapayım ya da git de bana gidip evde yatayım. Ama hayır malak gibi bekleyeceksin. Rahat bir koltuk bulup uyudum bir saat. Ardından bir iki ders seçimi muhabbeti sonra ev.
 
     Akşam Volkan ile Ertan(Ertan Pulat) bana balığa gelmişlerdi. Bu yılki balık sezonunu kıraça ve mezgit ile açtım, vatana ve millete hayırlı olsun.
 
     İçine ettiğim evin işi bitmedi hala. Mutfaktaki borulardan biri su kaçırıyor, gidip İngiliz anahtarı aldım yapmak için ama nafile, beceremedim.
    
     Trabzon’um sporum maç yaptı bu akşam. Geri zekâlı bir antrenörümüz var Belçika nüfusuna kayıtlı. Fransız’la yatan Belçikalı kalkarmış, al birini vur ötekine yani. Küçük takımların büyük çalıştırıcısı, Trabzon ona 3-4 gömlek büyük fikrimce. Gitsin Bursa’yı, Antep’i çalıştırsın.
 
     Bir film seyredip yatacam, belim ağrıyor ve uykum var. Üstelik çay içesim bile yok.

10:50 - Volkan Konak - 27.09.2009

0 kere okundu
      
     Güya bu Pazar kalkıp koşacaktım sahilde uzun uzun, ya da yürüyecektim işte, hangisine yerse popom. Kalktım ama koşamadım ne yazık, en azından şimdilik. Yatak daha çekici geliyor, çamaşır yıkamam gerek, alışveriş yapmam gereke, gerek de gerek.
 
     Dün Volkan Konak konseri vardı Kartal’da, çağırdı Ertan gel gidelim diye. Gitmedim, sanki sevmez oldum eskiden sever olduğum puştu. Son olarak Harbiye Açık Hava’da konserine gitmiştim. Bir dolu delikanlı muhabbeti yapmış, şarkı söylemekten çok konuşmuştu. Paradan bahsetmiş, benim parayla hiç işim olmaz olanlardan da sanatçı olmaz demişti. Oysa 4 bin kişilik konser salonunda yaklaşık 5 bin kişi vardı ve en ucuz bilet 35 TL idi. Ayrıca daha sonra birinci kişilerden cimri olduğunu da öğrendim bu paraya önem vermeyen hemşerimin. Bütün Trabzonlular dünya kendi kıçları etrafında dönüyor zanneder demişti bir cümlesinde. Üzgünüm koca kafalı ki gerçekten kocaman kafası var elemanın ama senin kıçının etrafında dönen dünyadan soğudum sanırsam.
 
     Fikret Memişoğlu beyler iş için 3 haftalığına Alamanya’ya gittiler, zaten 3-4 haftada bir görüştüğümüz için pek umurumda olmayacak yokluğu. Soracaktım ama aradığımda telefonu kapanmıştı sıpanın. Acaba dil de öğrenecek mi en bilindik metotla Alamanya’larda.

00:50 - saygılar Yücel Deniz hocam - 30.09.2009

0 kere okundu

Ders başladı bugün, eski okulumdan daha saygılı öğrenciler, daha derli toplu, daha disiplinli ama daha akıllı değil. Eski okulumdaki eksikliklerin kabahati okulda mıydı yoksa ailelerde mi bilmiyorum ama sanırım iki taraf da masum değildi.

     Dün bir haber geldi Volkan´dan, bu ayın başında yazdığım bir günlüğe kızmış Yücel Hoca. Ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları döneminde tayinim çıktığı halde para kaybım olmasına rahmen eski okulumda sınavlara girmek istemiştim. Sırf arkadaşlarla biraz daha fazla vakit geçirmek için. Okula gittiğimde milletin suratından düşen bin parçaydı. Bunu yazarken kürt eşekleri gibi somurtuyordular diye bir ifade kullanmama bozulmuş Yücel DEniz hocam. Aradım onu telefonla, daha önce de tanık olduğum kavga esnasında kullandığı pek sağlıklı olmayan üslubunu kullanmakla kalmayıp telefonu suratıma kapadı. Sonra tekrar aradım belki şarjı bitmiştir diye, telefonu suratıma mı kapadın hocam dedim evet dedi. Peki deyip ben de kapadım telefonu suratına. Güzel mi oldu Yücel hocam, hoşuna gitti mi bilmem ama ben hiç hoşlanmadım kocaman adamların bu yaptıklarından.(Burada eşek kadar adamlar  benzetmesi kullanılabilirdi ama yine gaza gelme durumu hasıl olacağından kocaman adamlar denmiştir. Ki kocaman olmak da birilerinin kanına dokunursa kusura bakmasınlar umursayamayacağım.) Ben ki haketseler bile büyüklerine saygısızlık yapmaktan şiddetle kaçınan birisiyim, ben ki karşılıklı diyaloglarımızda arkadaşlarıma kullandığım bu tip ifadelerde kötü niyete sahip olmadığı bilinen birisiyi, öğrencilerin gazına gelip tepkinin dozunu kaçırmayı kendine yakıştırıyorsan benim söyleyecek lafım yok. Ama bilesin bu iki oldu ve üçüncüye iznin yok sayın hocam.
 
Yarın tatil, geç kalkmayı düşünüyorum. Belki Kadıköy tarafına geçer kendime yeni bir Laptop alırım KDV indiriminin son gününde.