HOŞÇA KAL - 1.09.2022

548 kere okundu

Ah bu kısır döngüler… Yaşlanıyoruz kendi eksenimiz etrafında dönerken oysa. Başımız dönüyor bizle beraber. Allak bullak her şey içerde. Biz içerde, bizle beraber bize kapılıp gidenler de içerde. Şanslıysak arada bir çıkış yoluna rastlıyoruz, az biraz akıllanmışsak atıyoruz kendimizi dışarıya.

Bahar gelmiş memleketimin deniz kenarlarına. Pembe ve mor menekşeler çimenlerin arasına doluşmuş. Renk renk serçeler daldan dala uçuşmakta.  Dalga sesleri geliyor aşağıdan. Kaldırıp kafanı bakıyorsun. Esmer bir mavi boydan boya. Ufka yaklaştıkça açılıyor renk. Karşısı sonsuzluk. Ne gelen var ne giden.

Gidiyorum dedi, var mı bir söyleyeceğin. Gülümsedim… Senin demenle mi oluyor dedim, nereye öyle. Daha yaz bitecek, güz var daha. Diyemedim çok özlemiş de. O kadar çok özlemiş ki de ağaç olsa kururdu. Gülümsedim… Nasıl yakıştırır kendine ölümü insan... Güzel günler geldi aklıma. Diyemedim bir şey, kelimeler düğümlendi boğazımda. O güzel insanlar ve o beyaz atlar geldi aklıma. Hiç unutmadım, hep aklımda de diyemedim. Nereye dedim, senin demenle oluyor mu o iş. Oysa diyen demiş dediğini; dolmuş vade, kesilmiş hesap. Hoşça kal dedim içimden; çok sevdin dedim ve çok da sevildin. Keşke senin kadar olabilsek biz de dedim. Üzülme sakın dedim. Bekliyordur seni. Havalara uçar görünce. Ne çok şey vardır anlatacağın. Sorar da sorar şimdi. Günlerce dinler hiç uyumadan. İyi şeylerden bahset hep diyemedim. Aklı burda kalmasın!

Her ağaç güçsüz düşer zamanla. Sararır yaprakları, düşer toprağa… Azalıyoruz yavaş yavaş.  

Ah bu yol… Varmanın bir önemi olduğunu anlayana dek ne çok yürüdük. Biz bitemeden biten yol. Kendi bitmeden bizi bitiren yol. Yolun yolcuyla güzel olduğunu geç anladık. Yorulmuştuk. Dizlerimiz ağrıyordu. Kimilerini geride bırakmış, kimilerinin de gerisinde kalmıştık. Oysa yoktu önü arkası. Yol işte; dursan da aynı yürüsen de aynı yol.

Ben oturdum kenarında seyrediyorum. Kimi ileri gidiyor kimi geri. Kimi kaybetmiş yolunu, kimi yol gösteriyor diğerine. Ben oturdum kenarında seyrediyorum. Gelip geçende görüyorum kendimi. Demir alma vakti gelecek elbet limandan. Diyemedim sarıl deliler gibi, çek içine kokusunu diyemedim. Milyonlarca kez öp ellerini yüzünü diyemedim. O da gelecek de diyemedim. Ne kaldı şunun şurasında. Ömür dediğin göz açıp kapayıncaya dek.