KÖTÜ YÜZLÜ GAVUR, ÖLÜM -
12.08.2009
18 kere okundu
Milliyet gazetesinin internet sayfasında Bizimkiler dizisinin kahramanlarıyla ilgili bilgilere bakıyordum. Hüsnü Bey Amca da ölmüş, benim adım Cemil de, Halil Pazarlama da. Bugün de Aykut Oray öldü, park yerine konan bidonlara çarpan, horozcu diye tanıdığımız adam.
Ölüm kötü şey ki gün be gün yaklaşıyor, sokuluyor bize. Biliyorum ölüm her zaman yaşa bakmıyor ama ölüm yaşlıya daha yakın bir olgu ve çevremizdeki herkes yaşlanıyor. Tanıdığımız bildiğimiz bir dolu amca, dayı, teyze yaşamıyor artık. Kara Halam vardı, ganzilis yapmak için gugar yapardı bize, mandalina verirdi, severdi bizi gözlerine bakınca anlardık. Beyaz Hala vardı, Koreli Amca vardı, Cemal Ağa, Temel Ağa vardı. Hemdiye Yengeyi çocukları bile unuttu, 2 günlük dünyada ölülü olduklarını düşünmeden birbirleriyle uğraşıp duruyorlar şimdi. Aziz Abi unutuldu gitti, oysa ne kadar hayat doluydu, ne kadar iyi ne kadar abiydi bize. Aynı sıralarda ortaokul, lise okuduğumuz arkadaşlarımızdan bile ölenler oldu bir dolu.
Her Trabzon’a gittiğimde birilerinin ölüm haberi veriliyor. Memleketimi memleket yapan birileri ölüyor ve başkaları için aynı anlamı taşıyan birileri alıyor yerlerini. Ama benim için hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Kim bilir kaç kez daha gittiğimde bir anneannem ya da babaannem olacak hep yanına gitmek isteyip de gidemeyeceğim. Evimizin etrafındaki yaşlı teyzelerden hangisini kaç kez daha göreceğim.
Düşünmesi bile kötü üç kardeşim, annem ve babam var ve öleceğiz hepimiz tek tek. Kim bilir ne acıdır bunu yaşamak hatta bunla yaşamak. Anneme bir şey olursa Trabzon Trabzon olmaktan çıkar, yersiz yurtsuz kalırım. Abime bir şey olursa ben ne yapayım bu dünyayı bir başıma. Babam giderse yetim kalırım, hele kardeşlerim, benden ömür alıp onlara versin Allah… Çocuklarımın annesi giderse boş kalır içimde bir yerler sonsuza dek… Biliyorum kaçınılmazın ta kendisi ölüm ve kısacık ömrümüze ne kadar acı sığdıracağız ne kadar kayıp…
Yaşlılık değil beni korkutan, ölüme de hazırım ama birilerini bir daha göremeyecek olmak ne kadar kötü. Bir kız arkadaşım babamla hiç sarılamamıştık birbirimize doya doya demişti, ağlamıştı bunu söylerken, babası öleli 3-4 yıl olmasına rağmen. Bize sarılmayı öğretmediler, bize sevgi göstermeyi öğretmediler. 30 yaşımı geçtim ve sevdiğim kim olursa olsun seni seviyorum demekten alıkoymuyorum kendimi karşımdaki beni sevmese bile. Ama hala ailemden kimseye bir kez bile seni seviyorum diyemedim, ne acı ki bir gün olmayacak birimiz ve kimse kimseye seni seviyorum diyememiş olacak. Evet, seviyoruz birbirimizi ve biliyoruz bunu hiç tereddüt etmeden. Ama duymak farklı bir şey. Seni seviyorum anne, seni seviyorum baba, seni seviyorum abla, seni seviyorum abi, seni seviyorum Çiğdem diyemeden ölüp gideceğim ne acı ki. Biliyorum hiç duyamayacaksınız bunu ama belki okursunuz. Bu kadarını becerebiliyorum daha fazlası nasıl yapılır, seni seviyorum nasıl söylenir en sevdiklerime bilmiyorum.