BOKTAN BİR DURUM -
7.11.2010
17 kere okundu
Yolların tozu ayaklarımda çok uzaklardan, deniz kıyılarından, balık kokularından… Yoracak kadar kullanmadım yüreğimi, kül yok ateşten kalma, söz yok arkada bıraktıklarımdan, bir tek yürüdüğüm yollardan kalan izler bir şeyler karalamama neden olan…
Yürümek dünyanın en güzel şeyi, gitmeyi bilmek zamanında. Kalmak hata olurdu, kalınca hata yapmak kaçınılmaz olurdu, olması gereken ertelenirdi sadece, birkaç güzel anı daha çalınırdı zamandan, hırsızı olurduk güzel günlerin.
Gölcük depreminin ertesi günüydü, Tüpraş patlayacak diye yöre insanlarının dağlara çıkması istenmişti. Geceyi bir çalının altında geçirip sabah yola çıktım dağ köylerine doğru. Yürürken bir köpeğe rastladım, kocaman bir Sivas Kangal. Lisede okurken çok hareketli günler yaşardık, it kopuk birbiriyle kavga eder, genelde dayak yiyen dayak atanla arkadaş olurdu korkudan. Ben de korkardım köpeklerden, arkadaş olduk Sivaslıyla rüşvet olarak verdiğim kekler sayesinde. Şanslı köpek, nereden bulacaktı üzümlü keki ben olmasaydım. Ama her seferinde o kadar hazırlıklı yakalanmadım bana korku veren bu sevimli hayvanlara… Şimdi nereden çıktı bu köpek, sabahın köründe ıssız yolda rastladığım… Kapatalım konuyu iyisi mi, elinde kalanlarla yaşamayı öğreniyor insanoğlu, zaman her şeye ilaç, yaralar boktan bir durumdan yadigâr…