HA DEDİM -
10.05.2014
17 kere okundu
Ha dedim sustum, sustum ve ha dedim, kiraz mevsimiydi, Taşkent’in sarp kayalarında göğe uzanan bir çam ağacıydı. Sustukça büyüyordu ve sustum büyüsün diye, ha dedim.
Güzel şey yaşamak, şükredecek bir şeylere sahip olmak güzel şey. Yorgunum diyorum ya yalan, inanmayın sözüme, yaşıyorum diyorum aslında. Hissediyorsam varım, yaşıyorsam şikâyet ediyorum, mutluyum çünkü susmuyorum. Ve konuşacak çok şey yok, sırf o yüzden ha dedim.
Beyaz tüye meyilli istavrit, zaman kötü, balık bile seçer oldu siyahı beyazı. Oysa çok değil on-on beş yıl önce kancanın yanına koyun tüyü taksan tav olur, vururdu oltaya istemediğin kadarı. Bu da lafın gelişi, istemediğin kadarı yani. Yoksa mümkün mü ki istememek taze pişmiş istavriti, kıraçayı. Yemek yerken konuşma derdi annem; yemek değil balık bu, sohbetle güzel, ha dedim.
Ha dedim sabah oldu, ha dedim akşam oldu, yaz oldu, kış oldu. Olan oldu anlayacağın Orhan Çam, yaşa ve al tadını payına düşenin. Bakma sen Ümit Yaşar Oğuzcan’a, kedere ve aşka vurma kendini. Yok öyle daha içelim daha içelim, kötüdür o zıkkımın tadı bilirim ben, hem çabuk sarhoş olursun, tadın kaçar...
Kötülükse en büyüğü budur
Kirlenmişliğine terk etmişsindir onu
Yürüsün kendi karanlığına
Sen payına düşenle kal
Ne mutlu ki yine bir başına
sinan
sarık
1.06.2014 Pazar
ha diyince olurdu eskiden, şimdi ne dersen de olmuyor. küçükken her şey çok daha güzeldi
ali
sss
29.05.2014 Perşembe