bir çınar daha devrildi -
19.01.2014
14 kere okundu
Sabah annem aradı, İsmail Amca’nı kaybettik dedi. Beklenen bir şeydi, iki gün önce evi aradığımda hastanede yattığını öğrenmiştim. Babam yanında kalacaktı. Gece arayıp konuşurum diye düşünüyordum ama bir şekilde çevremde bulunan ve çevrelerine zarardan başka karı olmayan sözde birkaç arkadaşla uğraşmaktan unutmuşum. Kızdım kendime, yine bir şeylere zarar vermelerine izin verdim diye hayıflandım, boşa verilen önemlere, son bir kez konuşamamış olmaya yandım. Bir kez daha yaşatarak gösterdiler kötülüklerini.
Öğleden sonra derse giderken annemi aradım ne var ne yok diye. Yaşar abinlerle konuştun mu dedi ilk. Ararım dedim. Başın sağ olsun, annem sabah söyledi, aileden birisi ölmüş gibi üzüldüm dedim. Başka da bir şey diyemedim, kapadım. Sonra Reyhan ablayı da arayıp aynı cümleleri kurdum ama bu kez gözlerim yaşlara yenik düşmüştü. Mustafa ve Osman Abi'ye ulaşamadım diye sevindim, konuşamayacaktım...
İsmail Amca aile büyüğümüz gibiydi. Oturduğumuz yere Sırt derler. Bir biz, bir Temel Ağa’nın tayfa, bir de Cemal Ağa’nın tayfa yıllardır yan yana yaşarız, yaşardık. Çocukluğumuz hep beraber geçmişti. Sabahları uyanır uyanmaz İsmail Amcalara giderdik, Aşağıkiler’e. Temel Ağa’nın tayfa Yukarıkiler, Cemal Ağa’nın tayfa Aşağıkiler’di. Mustafa ve Osman Abi bizden dört beş yaş büyüktü, Yaşar abi yedi sekiz, Reyhan Abla dokuz on… Ama kardeş gibiydik, birlikte denize gider, birlikte fındık toplar, birlikte voleybol oynardık. Yıllar önce şehre taşındılar, Trabzon’a. Biz gitmedik, hep köyde kaldık. Köy dediysem denizden bir kilometre uzakta, şehre yarım saat uzakta bir mahalle. Hiç kopmadı bağımız, hep en iyi komşularımız oldular, hep gelip gittiler, hep gelip gittik.
On yıl kadar önce Yaşar Abi’nin düğününde Hemdiye Yenge öldü. Annemin en iyi arkadaşıydı. Çok dokundu bana onun gidişi demişti annem bir seferinde.
Bir insan düşünün, otuz yılda bir kez size kötü bakmamış, bir kerecik olsun sesini yükseltmemiş, görmezden gelmemiş. Bir insan düşünün sizi gördüğünde çocuğunu görmüş gibi sevinen. Bir insan düşünün, köy dendiğinde ailenizden sonra ilk aklınıza gelen. İsmail amca aile büyüğümüz gibiydi, abime o istemişti yengemi, yine abimi okul için Kıbrıs’a o götürmüştü. Kızmıştım abime sabah, her gittiğimde hadi İsmail Amca’ya gidelim derdim ama hep bir bahane bulur gelmezdi. Dün akşam yanındaymış Cansu’yla. Bir saat sohbet etmişler, çok iyiydi duyunca şaşırdım dedi telefonda.
İki yıl önce Derin’in doğum günü için Trabzon’a gittiğim akşam babaannem ölmüştü. Şimdi köye her gittiğimde bir şeyler eksik gibi geliyor, artık biraz daha eksildi köy, İsmail Amca’da yok artık. Abim insanın tuhafına gidiyor dedi, bir bir ölüyor insanlar… Sıra… Annem, babam… Düşüncesi bile içini ürpertiyor insanın, ailen yoksa sen niye yaşayasın ki, ailen yoksa ona yaşamak mı denir hem. Neyleyim taşı toprağı o saatten sonra, havayı suyu neyleyim…
Velhasıl devrildi bir çınar daha, bir koca yürek daha göçtü gitti dönülmeyen diyara. Bir daha bizi gördüğünde parlamayacak gözü, yüzü gülmeyecek, sevgiyle dolamayacak kollarını gövdemize, karşısına oturtup sohbet etmeyecek… Mekânın cennet olsun İsmail Amca, buralarda hep sevgiyle ve saygıyla anılacaksın, eksikliğin hep hissedilecek.
sinan
d
27.01.2014 Pazartesi