GÜNCEMDE KOCA BİR BOŞLUK ŞİMDİ -
8.04.2012
18 kere okundu
Aşure kazanının içine düşmüş gibiyim, bir karmaşadır almış başını gidiyor, aç kaldık memleketi satıyorlar diyen de var, saadet devri yaşadığımızı düşünen de. Kaçıp arkasına bile bakmadan ülkeyi terk etmek isteyenlere de rastlanıyor, bu günleri de gördük diye şükredene de.
Ben sabah kalkıp duş alıyorum, önce pantolonumu sonra gömleğimi giyip uygun bir kravat seçiyorum. Hava soğuksa kazak ve mont değilse sadece ceketimi alıp sokağa çıkıyor yaşamaya başlıyorum. Güneş çoktan doğmuş oluyor bana sormadan, ay zaten ben uyurken batmış oluyor yine bana sormadan. Radyoda zam haberleri var, işyerimde eğitimle hukukla ilgili sıkıntılar. İnsanlara bakıyorum hepsi şikâyetçi halinden, yönetenlerden mutlu olanlar bile kendi halinden şikâyetçi. On yıl öncesinde de böyle olduğu geliyor aklıma yirmi yıl önce de. Durup düşünüyorum ve bunun durumla fazla bir ilişkisi olmadığına karar veriyorum. Mutsuzluk ve memnuniyetsizliğin bir yaşam biçimi olduğu topraklarda yaşıyoruz, güneşi gören yağmuru, yağmuru gören güneşi istiyor, ne yağmurun tadını çıkartana rastlıyorum sık sık ne güneşin.
Koşuşturma devam ediyor ben etrafımı seyrederken, hayatlar başlıyor ve bitiyor eskimiş diğerleri, mekânları terk edenlerin yerlerine aynı kalıptan çıkmış yenileri geliyor. Ne giden soruyor giderken ne gelen ben geldim diyor, geleyim mi diye sormuyor. İçinde bulunduğum hayatın en az benim kadar yalancı kahramanları yer değiştirirken akrep ve yelkovan kafalarına göre takılıyor, aynı eksen etrafında dönüp dönüp duruyor. Biliyorum oyunun sona doğru gittiğini, eskidiğimi görüyorum her aynaya bakışımda, fikrim hürleşiyor, zikrim çekilmez oluyor, hırçınlaşıyorum boşu boşuna.
Akşam yaklaştı, zaman öğleni geçeli oldu biraz, güneş var tadını çıkartana, yağmur özlem duyana kapıda bekliyor, dönüyor dünya birilerinin başlarını döndürerek, ben sabitim, ben fark etmişliğin duraksamasındayım, hiçliğimin farkında varlığımın ezikliğini yaşıyorum. Sahi neydi bu hayatı yaşanır kılan, bir çift güzel söz mü yoksa içten bakan iki güzel göz mü, kundağında ki çocuğun kokusu mu aklımızı başımızdan alan yoksa.
Güncemde koca bir boşluk şimdi, değersizliğimin tanrısı yüksek bir dağdan, sislerin arasından bakıyor bana, sen diyor anlasan da olurdu anlamasan da, olsan da olurdu olmasan da, sen diyor şimdi nereye gitsen kendini de peşinden sürükleyeceksin. Mutluluk diye bir şey yok, söz hakkın yok sözünde, elinde koca bir hiç yaşam dediğin.