HOŞ GELDİM ÜSTELİK - 24.01.2011

19 kere okundu
Sabah kalkıp hayata başlıyorum, yüzümü yıkıyor belki dişlerimi fırçalıyorum, üstümü giymek için harcadığım vakit kadar kravat seçimi için harcıyorum… Güneş doğmuş oluyor, sabah ezanı okunmuş, insanlar yollara düşmüş oluyor ve kalabalıklar, kalabalıklar... Hayat bir şeyler öğretmiş bana, kitaplardan satırlar var aklımda. Günaydın diyorum birilerine çok da umurumda olmadan, öyle bekleniyor ya da öyle öğrenmişim. Günaydın demeyi değil de denilmezse iyi gözle bakılmayacağını aklımın bir köşesi çok da önemsemeden sakladığından.
 
Masallar, masallar ve masallar dinlemek için gelenlere, birkaç mimik birkaç afili söz hoşa gidecek kelimelerden kurulu, bir gülücük belki kızgın ya da hiç ilgisi olmayan umursamaz bir ifade ve yine masallar, masallar. Ben koşadururken yürüyüş bandında hep bir yerlere varmak hevesiyle adımlarken yerinde sayanı yıllar önce, akşam olurdu umursamadan. Kalabalıklar sokaklardan elini ayağını çeker, evlerden insan gürültüleri yükselirdi, yaşam dört duvar arasına sıkışırdı tüm sıradanlığını da yanına alarak.
 
Oturuyorum çalışma odama, ödediğim para kadar ısıtan kaloriferin sıcağına yaslayıp gövdemi tuşlarında geziniyorum klavyemin. Uyduruyorum bir şeyler, Aşkın Nur yengi geliyor aklıma “kelimeler zaten üç yüz tane alı onları dilediğin gibi kullan”. O kadar kısır ki o kadar yavan, kâğıt olsa yırtar atardım sayfalarca, siliyorum parmağım olması gereken tuşunda klavyemin.
 Eskiden benim de Kemalettin Tuğcularım vardı, Halide Ediplerim, Halit Ziyalarım, kimse Neyzen’den bahsetmezdi ya da Kısakürek’ten Nazım’dan, ne verirlerse onu okurduk suya sabuna dokunmadan. O zamanlar da aynı sabahlardan vardı, kalkar güneşle namaza gidenlerin ayak seslerine kulak verirdim Yurttan Sesler Korosunun uyku saatinde, “geçti ömrüm yolunda ne akşamdır şimdi ne de sabah” . Ki o ömür ne sana yar olur bu saatten sonra ne de bana kul. Beni anladık da sen kimsin çıkartamadım sabahın bu saatinde, el ayak çekilmişken, yağmur çiseliyorken sokaklara…
 
Eskidim ben diyor çocuk, ellerim yüzüm eskidi, sen eskittin beni diyor zamanmışım gibi, sen diyor yalan dolanmışım gibi. Peki diyorum gün ortasında güneşin alnında, içimde bir sıcaklık, içimde sen Bahar’dan kalma. Kış günü serin sulara bırakıyorum kendimi pencereyi aralayıp, derin bir nefes çekiyorum ciğerlerim su dolana kadar. Bekliyordun geldim işte, hoş geldim üstelik.
 
  • denemeler
    BEN OLMAZSAM BEN NA´PAMHAYAT DENEN DÜZMECEHEPSİ BENİM KABAHATİMKEŞKE OLSA AKŞAMBABANI EN SON NE ZAMAN GÖRDÜNSUÇLU PAZARTESİ ROCKET SCİENCE DAHA KÖTÜ OLAN GÜVE Mİ NAFTALİN Mİ SAVRUK BİR ÖZLEM KÖTÜ YÜZLÜ GAVUR, ÖLÜM KÜFÜR İMAN YOLUNDA ÖLÜ BİR BAHARince belli bardakGÜLDÜM GEÇTİMKIZIL ve BEYAZAKŞAM ERKEN İNER MAPHUSHANEYEBİR TEK ESKİ FOTOĞRAFLARI ALIYORUM YANIMABİR KUŞ UÇURDUM KANADI KIRIKKÜTAHYA´NIN PINARLARIRÜZGARA SEVDALI BULUTMAĞLUPTUR BU YOLDA GALİPKİLOLUK DİKMEN TADINDASİZİ KORKUTAN YERLERGAMZECİKGİTMEYEYDİNÇIKINIMDA YETERİNCE HÜZÜNBİR ŞARKI SÖYLERİM OTURUP AĞLARSINÖLÜME YÜRÜMEKSOLITARY MANADA VAPURU GEÇİYOR İÇİMDENBOKTAN BİR DURUMYAĞMUR YÜKLEDİN BANAÇORAPLARIM DA KAZAĞIM DA SİYAHKAFAMDA BİR HUNİHOŞ GELDİM ÜSTELİKSAHİBİNE ÖZELON ÜÇ MISRAYAZARIM ÜSTELİKALTI AYDA BİR CEZMİAYLAK RUHUMMEVSİM BALIKTAN YANASUCUKLU YUMURTA ve SEKSCEMAAT-İ MÜSLİMİNYAĞMUR YAĞAN HER ŞEHİR TRABZON´DURSEN BİLMEM NERESİNDESİN YOKLUĞUNUNKELEBEK ve SİMYAVOLTADAYIMMUHTEŞEM GATSTİBET YOLUNDA SIĞIRLARDAN AYRILMAKBİZ KİMİN YOLCUSUYUZKÖTÜNÜN ACIMASI YOKTURDENİZ’E TERK EDİN BENİVE YALANLARLA BAŞLAR YENİ YILKIRIK DALIN YAPRAĞI ERKEN SARARIRGÜNCEMDE KOCA BİR BOŞLUK ŞİMDİİSTANBUL BİR KEZ DAHA TRABZON OLMAKTADIRNE SÖYLESEN EKSİK KALIR SÖZALIR BAŞIMI GİDERİM ŞEHİRDENKİMSİN SENkimden gitsem sana çıkacak yolumsahi siz neredensiniztadını çıkartıyorum yokluğununkadınlargüzel yolne kadar yürüsen de varamazsın artıköldürmek insanlığın neresindeydihep o pazartesidenbilge olmak için yaratılmamışımeskiye dairsinferrarim olsa satardımHALDAN BİLMEZ DILOYLOYHA DEDİMMEVSİM NORMALLERİNE DÖNÜYORUM NİHAYETSAHİBİNE YAZILMIŞ MEKTUP
  • eleştiriler
  • şiirler
  • gezi yazıları
  • anılar