İNSAN OLMANIN ERDEMİ -
3.04.2009
17 kere okundu
Varlıktır ki insan küçüklüğünü görmezden gelip haddini bu kadar aşabilir haksız olduğunu aklının ucundan bile geçirmeden.
Eşekler birbirlerine faul yapıyor, Erol dışarıda görüşeceğiz diyor sessizce, çünkü yanında öğretmenleri var. Bir sonraki pozisyonda fulü yapan Erol kama karşısındaki Yücel herkesin duyacağı şekilde her şekilde dalarız diyor argo bir tabirle dövüşmekten kaçmayacağını anlatmak isterken. Ortam aynı, yani hala öğretmenleri var çevrede. Aradaki fark, Yücel’in öğretmen kavramının Erol’un kinden farklı oluşu. Oysa Yücel de çok iyi bir çocuk.
Adamın sırtı dönük ve göremeyeceğim bir açıdan koluna vuruyor karşı takımdaki eleman, ya da o vurduğunu söylüyor. Hocam faul diyor azarlar bir tonla, sırtın dönük oğlum görmedim diyorum, ben diyorum ya faul çal sen de diye karşılık veriyor, zekâdan, saygıdan nasibini almamış bir tavırla. Bu da iyi bir öğrenci, ama öğretmen kavramı sağlıklı oluşmamış kafasında. Öğretmen dediğin bizim derse giren arkadaş, öyle düşünüyor. Gerçi bunu ona söylesen inkâr eder hatta tartışır senle bu konuda da senden yüksek bir ses tonuyla haksızsınız diye.
Öğretmen öğrenciye kızıyor haklı ya da haksız yere, sektirmeden karşılığını veriyor öğrenci. Üstelik kız, üstelik okulun en aklı başında öğrencilerinden biri, üstelik hocanın bağırdığı tondan bir üst tonda cümleler kuruyor. Bununla da bitmiyor, yanındaki kendini bilmez mahallede kavga varmış gibi arkadaşının tarafını tutuyor, o da bağırıp çağırıyor. Üstelik okulun en çalışkan öğrencilerinden biri, üstelik bu da kız öğrenci. Sus kızım diyorum susmuyor, bağırıyorsun yine susmuyor. Haklı çünkü mahallede kavga var ve o arkadaşını savunuyor, karşısındaki öğretmeni değil zaten mahalleden it kopuk. Olay bitiyor, maç iptal ediliyor ama hanım kızımız hala susmuyor. İsyanı dünyaya, isyanı ezilmişliğine, yaşadığı çevreye, ailesine, zayıflıklarına, yetersizliklerine... Ama sesini duyan benim ne yazık ki. Sus diyorum, yine susmuyor, üstelik karşılık veriyor, bağırıyorum, it diyorum çileden çıkmış bir tavırla, gücü yetse üzerime atlayıp beni dövecek, deliriyorum, erkek olsa üzerine atlayıp yumruklayacağım Finalde it oğlu it diyorum son noktaya gelmiş insanlıktan ve öğretmenlikten çıkmış, çıkartılmış bir ruh haliyle ve o da haklı olarak koyuveriyor palamarlarını gelinen noktanın kendisiyle uzaktan yakından ilgisi yokmuş gibi.
Ben bu adamların dersine giriyorum, ben bu adamlara iyiyi doğruyu öğretmeye çalışıyorum, ben bu kızlara erdemden, seviyeden, terbiyeden bahsediyorum. Yaptığı şey karşısındakini hayvana dönüştürmek. Anladığı dil o, anlaştığı lisan, yaşam biçimi o. Seni de kendisine benzetmeye çalışıyor ve başarıyor da bazen ne yazık ki.
Disipline verdim öğrencimi, yaptığının yanına kar kalmaması için. Ki o da beni şikâyet etmeli ona söylediklerim için. Herkes hakkı olanı almalı. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalı.
Tolunay hoca vermedi disipline kendisine bağıran öğrenciyi, çünkü kendiside bağırdı ve belki suçlu hissediyor, başına iş açılır diye çekiniyor. Hatta benim olayımda şahit gösterilse muhtemelen görmedim duymadım diyecek ve ben şaşırmayacağım insanoğluna olan derin saygımdan dolayı.
Doğru olduğumu düşünen, fikrime ve sözüme değer veren öğrencilerimden özür diliyorum yanlış olduğunu düşündüğüm ve defalarca yanlış olduğunu onlara da söylediğim bir sözü söylediğim için. Onları hayal kırıklığına uğrattığım için. Fidandan da özür diliyorum her ne kadar çok daha kötü muameleleri hak ettiği halde insan olmanın erdeminden uzaklaşıp o sözleri sarf ettiğim içim. Ki kendine söz geçirebildiğin kadar insansındır fikrimce.