KÜTAHYA´NIN PINARLARI -
27.06.2010
17 kere okundu
Ammam amman Vehbi’m öyle böyle olur mu?
Ah ben ölürsem dünya sana kalır mı?
Kalmaz be Vehbi’m, ne sana kalır bu dünya ne de bana… Yaş oldu 35, tıkıldım kaldım moloz yığınları içine, nereye baksam yıkıntı, nereye baksam koca bir hiç… Kalmaz Vehbi’m ki kalacak bir şey de kalmadı zaten, sudan geçtik havadan geçtik, senden benden geçtik, geçecek bir şey kalmadı, denizi bitirdik Vehbi’m.
Şimdi çıkıyorum Vehbi’m, döneceğim bekle beni, dönülesi yerlere gidiyorum, işim var onun için gidiyorum, yoksa gitmem zorunluluktan gidiyorum… Ölsem gözüm arkada kalmaz Vehbi’m, yapılacak her şey yapılmamış olsa da yapılacak bir şey yokmuş gibi gidiyorum… Öğretmediler bize sevmeyi, umursamamayı öğrenmeyi seçtik Vehbi’m, bir yoldur uzar gider… Öğrendik ve yaşıyoruz, yürüyor ve yeniden öğreniyoruz, her seferinde kolayımıza geleni seçiyoruz…
Böyle işte Vehbi’m, doğu cephesi yine sefasında ki o sefa derme çatma baraka kıvamında. Dedim ya gidiyorum diye, el salla bana, arkamdan su dök yollara, döneceğim çünkü. Gidecek daha iyi yerim yok Vehbi’m, en güzel yer burası çıkıyor her seferinde her ne kadar kahve telvesine bel bağlamasam da…