SİZİ KORKUTAN YERLER -
4.08.2010
18 kere okundu
Takip ederek, internet sayesinde, maaşlı muhbirler aracılığıyla, bilirsin işte her zamanki gibi. Sana bir kitap getirdim, en sevdiklerimden, bana çok yardımcı oldu, SİZİ KORKUTAN YERLER. Bu bir zorunluluk değil, gelmek zorunda olduğunu düşünmeni istemiyorum.
Eve giren ya da çıkan olduğuna dair en ufak bir iz yok, ödünç bir yaşam sürüyor olsam tabancalarla dolu bir odada olmazdım, fare zehri ironik olsa gerek böyle bir mekânda.
Elimi havaya kaldırdım, düştüğünde yarış başlayacaktı, bende koşacaktım herkesle birlikte ama adil olmazdı, ne zaman başlanacağını en iyi ben biliyordum, havada kaldı elim. Kelebeklerin bir gün yaşadığı yalan, kandırıyorlar bizi. Elim düşse dans bitecek toz olacaktı kanatlarım ama yirmi dört saatten fazlasını hak ediyordum. Sahi elim havada mı hala, yokluğum mu göremediğim.
Sana derme çatma zamanlar sunuyorum, iddiadan uzak, sıradan zamanlar, kirli sayfalarını sunuyorum sana hayatımın. Sana iyi olan neye sahipsem hepsini sunuyorum, içini değil belki ama civarını duvarlarımın. Kelebekler şahit, bir şeylerin ölesi var güncemde ki o günce buna alışalı kaç nefes boşa gitti. Bekliyorum yarışın başlamasını, elimi havda unuttum koştukça uzaklaşmamak için huzurumdan.
Köhne bir otel odası, terli çarşaflar, havayı soğutmaktan uzak bir pervane döner durur. Tanıyorum bu sesi, hoş geldin anne, çoktan kör olan gözlerinle nasıl da buldun beni, geç kalmadın mı biraz, nasıl da buldun beni. Takip ederek, internet sayesinde, maaşlı muhbirler aracılığıyla, biliyorum her zamanki gibi. Bana getirdiğin kitabı seveli çok oldu, artık beni korkutan yerleri biliyorum. Bu bir zorunluluk değil, gelmek zorunda olduğunu düşünmüyorum, bencilim ben hayat bencil senin kadar.
SİZİ KORKUTAN YERLER, sahi kim yazdı bu kitabı, kim okumakta gecenin bu vakti. Bilen varsa arasın, numaram çevrim dışı gerçi ama yine de fakire ekmek umut. Bir kontrol edin kaç para var ceplerinizde ve kaç gün daha yaşayacaksınız sayfalarınızın yalancı temizliğinde.