benim babannem yok artık -
17.03.2012
15 kere okundu
Osman, Ferhan, abim ve ben eve kapanır Teleon ya da Star seyrederdik, Murat küçüktü aramıza almazdık eve bile almazdık hatta. Sirt denir bizim evin olduğu yere, uydu antenlerinin daha bilinmediği, çatal antenlerin kullanıldığı dönemde çevre mahalleler de dahil en iyi bizde çekerdi televizyon. Işıkları kapatır battaniyelerin altına girerdik, abimle Ferhan bir divanda, Osman ile ben diğerinde. Karşımızda elli bir ekran televizyon, televizyonda eşek yüküyle karınca, karıncaların arkasında sevişken adamlar ve kadınlar…
Dile kolay yirmi yıl olmuş, abim ve Ferhan Trabzon’da, Osman Safranbolu’da ben ise İstanbul’da artık. Şimdi Okan ve Beyaz’ı seyrederken geldi aklıma, ne çok şey değişti, kimler geldi kimler geçti bu ekranlardan. Televizyonun yüzleri değişirken biz de değiştik, değiştik ve büyüdük, büyüdük ve ayrı yollara saptık, karıncaların arkasında karıştırdığımız işler kirletti bizi, battaniyelerin altına saklanarak kaçamaz olduk kendimizden.
Babaannemin vefat ettiği gece Murat vardı, abim vardı, ben vardım… Ferhan iş gezisinde Ordu’daydı, Osman Safranbolu’da. Sabah mezara konulacak tahtaları Ferhan’la almaya gittik, bir metre seksen santimlik dokuz tahta, yağmur suyuyla dolmuş mezara terk ettiğimiz babaannemizi ve anneannemizi bizden ayıran dokuz ağaç parçası. Mahallenin hocası Umre’ye gitmiş, cenaze namazını kıldıracak hocayı da ilçeden birlikte aldık, cenaze evine gelenleri de birlikte ağırladık.
Osman sabah geldi, eşi ve çocuklarıyla kar kış demeden gece çıktığı Safranbolu’dan sabah geldi. Abim babaannemi hastaneden almaya gitmişti, son gecesini soğuk bir morgun çekmecelerinden birinde geçiren canımızı son yolculuğu için eve getirecekti.
Arabayla götürülecekti tabut, büyükler öyle istemişti ama biz hayır dedik, son yolculuğuna omuzumuzda taşıyacaktık Doktor Memet’in emanetini. Bir daha onun için bir şey yapamayacaktık, tek kelime bile konuşamayacak, elini tutamayacaktık. Ferhan bir yandan, Murat abim bir yandan sırtlayıp yaşlı gözlerle taşıdık babaannemi.
Yirmi yıl sonra yine bir aradaydık, artık amcamın oğlu Barış da vardı, Savaş Diyarbakır’da askerdi haberi yoktu gelememişti. Yıllar sonra bir araya getirmişti babaannem bizi, Lambat’a top oynamaya gider gibi keyifli değildik, gün boyu yüzdüğümüz denizden gelir gibi yorgunduk, çok kötü bir şey olmuştu, üzgündük ama bir aradaydık Sirt’da ki Ayşe’nin cansız bedenini taşırken. Yağmur gizleyememişti gözyaşlarımızı, kara uşağı ve sari uşağı ağlıyordu arkasından, Ferhan, Osman Ve Murat yanı başında…
D&R'dan satın almak için tıklayın
KİTAPYURDU'ndan satın almak için tıklayın