EY GİDİ GÜNLER -
15.08.2011
15 kere okundu
O kadar az şey kaldı ki elimizde mutluluk veren, zamanın sırtına yükleyip kendi ellerimizle, dönüşü olmayan yerlere gönderdik güzellikleri. Ardından üzülmüş numarası yapmayı da ihmal etmedik olanca ikiyüzlülüğümüzle, ey gidi günler dedik hep bir ağızdan, cinayet yerine dönen katiller gibi dönüp durduk maktullerimizin hayali etrafında.
Gecenin üçünde bahçede ki hamakta oturmuş ılık esen rüzgâr eşliğinde bir şeyler karalıyorum güncem için. Mevsim ramazan ve vakit sahur vakti, ablam kalkmış bir şeyler hazırlamış atıştırmalık, ardından uyandırmış ev halkını, uykulu gözlerle yedik demek için yemişiz bir şeyler. Sonrası ey gidi günlerden bir gün, oturduğum hamağın yanından yürüyüp geçiyor babam sabah namazında üç beş arkadaşıyla hocaya cemaat olmak için.
Dün sabah kazara su içmişiz sahur vaktinden sonra, daha sonra yaptığımızı anlayıp bozmuşuz orucumuzu iftar vaktinin tüm güzelliğinden vazgeçerek. Dedim ya mevsim ramazan, üstelik en sıcağından ayların, ağustosun tam da ortası. Ben bu sen oruç tutmayacağım diyor biri, evet diyor bir diğeri bu sıcakta zor diye de ekliyor san ki kış aylarında tutarmış gibi. Sanmayın ki sadece ibadettir oruç, sanmayın ki namaz kılmamaktan daha günahtır bu ayda gün ortası yemek yemek ama oruç kadar bağlı değiliz namaza Müslüman olsak da.
Hatırlayanlar az değildir hala çocukluğumuzun aç susuz oruç girişimlerini, bazen başarsak da genelde yenilmelerimizi. O kadar az şey kaldı ki geçmişten günümüze, büyüyünce esirger olduk kendimizden iftar topunu beklemenin heyecanını, sıcacık ramazan pidesinin kokusunu iliklerimize kadar işleten oruç geleneğini, yemekten önce ki mutfak telaşını…
Sadece ibadet değildir oruç, geçmişten günümüze taşınan bir gelenek, bir yaşam biçimidir aslında. Bedenimiz aç kalsa de ruhumuz doyar tıka basa, şenlenir gönül köşkümüz, daha bir inanızdır ve daha bir mutlu.
Ey gidi günler deriz eski bayramlar, eskiden hem Ramazan hem şeker bayramı derdik ama artık sadece şeker bayramı der olduk nedense. Oysa aslında adı Ramazan bayramı olan ama nedense inatla şekerde direttiğimiz bayramda şeker bile almayıp en lüks çikolatalarla haşır neşir olup hatta şeker ikram edenlere burun kıvırır olduk. Orucu ibadeti bir kenara bıraktım biz insanlar mutluluğumuzdan vazgeçer olduk. Öylesine kötü olduk ki öldürdüğümüz her ne varsa en çok biz ağlar olduk mezarının başında. Biz efsanelerde anlatılan kötü kavimler kadar kötü olduk.
İnanmasak da hiçbir şeye bir gün akşama kadar aç durup, aynı masanın başına oturduğumuz üç beş kişiyle iftarın olmasını beklemek, masada duran bir dolu yemeğe hayran gözlerle bakmak, top atıldığında ya da ezan okunduğunda mutlu bir yüzle güzel bir güne son vermek.
Ey gidi günler diyen çocuklar bırakıyoruz bu dünyaya sırf hayatımızı kolaylaştırmak için.