YAĞMUR YÜKLEDİN BANA - 9.11.2010

O zaman gitme, bulut gitsin rüzgârla, yağmur gitsin sen gitme ki bozulmasın yıldızların yeri, kaybolmasın yolumuz. O zaman gitme, yine saatlerce sohbet edelim kaçamak dokunuşların sebepsiz utangaçlığında. Radyoda Şükriye Tutkun çalsın gücü yetene kadar, gücümüz yetene kadar dinleyelim. Sorma, sakın sorma bilmiyorum ne olacak o zaman. Sus konuşma ne olur, kurduğun her cümle ölüm bana, her kelimen yara, sus ne olur konuşma.

Önemsiz bir ırmak misali aktım usulca, kalmadı kelimem susmak zamanıydı, kararmıştı gözün görmedin. Kayboldu adı olmayan bir his, sen gittin, ay battı, gün açtı yüzüme, gözlerim acıdı, içim acıdı yokluğuna. Sanma ki suskunluğum haksızlığımdan, ben sana sustum, içimi acıtan sözlerine, sesinin şiddetine, esirgemediğin hiddetine sustum. Sanma ki kalakaldım öylece, sanma ki seni ıslatacak kadar yoktu yağmurum, konuşursam sen olacaktım, sen kötüydün konuştukça, ben sana sustum. Yağmur yükledin bana, inat ettim yağmadım, yağsam sen olurum diye korktum, kötüydün kıyamadım sana, sustum.

Seni düşündükçe adının geçtiği şarkılar dinliyorum, kitap okuyorum, About A Boy´u seyrediyorum yüzüncü kez. Seni düşündükçe Trabzonspor’un maçı olsun istiyorum, yağmur yağsın çıkıp sokakta yürüyeyim, içip sarhoş olayım istiyorum. Seni düşündükçe pişman olmuyorum nedense, iyi ki diyorum, iyi ki bendeki sen ölmeden sende ki ben ölmüş diyorum.

Bir garip oldum yokluğunda, son treni kaçırmış yolcuyum, tadını çıkartıyorum gelemememin. Sabahları erken kalkıp geceleri geç yatıyorum artık, sevgilim gözüm acımasın diye bir koruyucu aldı sağ olsun, uyumadan önce buzluktan çıkartıp gözlerimin üzerine koyuyorum. Sabah kalkıp hayata başlıyorum dipdiri, kandırıyorum herkesi anlayacağın, dedim ya tadını çıkartıyorum. Yağmur yükledin bana, bulut gece - gece bulut ne yağabiliyorum ne de sabah oluyor artık.

D&R'dan satın almak için tıklayın         

KİTAPYURDU'ndan satın almak için tıklayın