YOL GEREK - 25.03.2021

96 kere okundu

Yaz gelsin dedikçe kış devam eder, mutluluk isteriz ama her kapı hüzne açılır, Ege deriz İstanbul olur, dost sanırız düşman çıkar...Olmaz dediklerimiz olur da olsun dediklerimiz hep yarı yolda bırakır bizi. Yıldızlardan der biri, diğeri kader der, ben ise akışına bırakırım. Su akar yolunu bulur nasılsa; diyor ya şarkıda her kışın bir baharı, her gecenin sabahı var... Varmasa da vardığı yere kadar zaten, güncelliyorum isteklerimi her engelde, her yokuşta biraz daha uzaklaştırıyorum bakışlarımı zirveden. Cesur değilim, korkak da değilim ama zamanım az. Bugün varım ve keyfini çıkarmalıyım. Yarını yarın düşünürüz. Hatta düşünmenin de kimseye faydası yok, yaşarım yaşayabildiğim kadar.

Cidden böyle mi düşünüyorsun dedi. Hayır tabii ki dedim gülerek. Uyku tutmuyor beni sabahlara dek, sonumuz ne olacak diye düşünmekten perişanım. Üç kilo verdim iki ayda, yemeden içmeden kesildim. Eşi dostu usandırdım endişelerimi paylaşarak. Çok fena yani! Şaka yapıyorsun dedi. E sen de hiçbir şeye inanmıyorsun dedim. Çözemiyorum ki dedi. Çözme dedim, çözersen ya o gider, ya sen gönderirsin. Yine anlamadım dedi. Keyfin yerinde mi diye sordum kahvemi yudumladıktan sonra. Çoook dedi. Tadını çıkarmak varken sorma o zaman dedim. Güldü… Kahvesi bitmişti. Çay söyleyeyim mi dedim. Söyle dedi. Biri demli iki çay söyledim. Boğaza çevirdim yüzümü, mavi bayraklı bir yük gemisi üçüncü köprüyü geçmiş Anadolu Feneri’nin önünde Karadeniz’e doğru yol alıyordu. Gitmem diyen yalan söylüyordur, sırf yalan söylüyor diye o gitmeden sen gönder onu!

Kaçmalı kalabalıklardan; şehirlerden ve insanlardan kaçmalı. Beton yığınlarını takas etmeli geniş yapraklı ağaçlarla. Gün sana dönerken yüzünü teslim etmeli teslim olurken tüyleri diken diken olan ruhu defalarca. Geceleri yıldızlarla kaplı gökyüzünün altında yaşamalı. Söz etmeli söz edilmesi mutlu eden şeylerden. Kulak vermeli sese, dansa ayak uydurmalı, dönüp durmalı düşünceye dek. Düşünce de tadını çıkarmalı düşülen yerin. Her düşüş bir düşe gebedir belki.

Çok mu düş kurarsın dedi. Yok dedim, sen varsın diye boş bulundum. Yoksa can sıkıcı bir gerçekçiyim ben. İnanmıyorum sana dedi. Biliyorum dedim. Fark ettin mi her şeyi biliyorsun dedi. Kolay şeyler soruyorsun dedim, bu yüzden seviyorum seni. Mavi bayraklı gemi gözden uzaklaşmıştı, güneş batmak üzereydi ve kimsenin şehre dönesi yoktu.

Tesadüflere inanmam, her şeyin bir sebebi vardır. Çözemediğim şeyleri sorgulamanın bir anlamı yok. Akıp giden bir su vardır elbet. Benim göremiyor olmam yok etmiyor hiçbir şeyi. Var olduğun kadar yaşayabiliyorsun hayatı ve bildiğin kadar anlayabiliyorsun. Boyunu aşan şeylerin ya altından geçmelisin ya da etrafından dolaşmalısın diyor kitap. Ben bazen geri dönüyorum. O da olur diyor kitap. Kuralları kendin koyabilirsin diyor ve değiştirebilirsin de kuralları istediğin zaman. Gülebilirsin, ağlayabilirsin, yenersin de yenilirsin de, gizlemek de hakkın ilan etmek de. Hatta yırtıp atabilirsin de kitabı. Yenisini yazıp kendi yolunu kendin de çizebilirsin.

Hangi yoldan döneceğiz dedi. Dönmek de nereden çıktı dedim. Dönmek yok. Sahil boyu devam edeceğiz yola. Cümleler kurup etrafı seyredeceğiz. Sola batığımızda deniz, sağa baktığımızda orman. Müzikleri sen seçebilirsin, ben seni dinlemekten yana kullanıyorum seçimimi. Mehmet Güreli sever misin dedi. Dinlersem sevebilirim dedim. Sevmezsek de değiştiririz. Var mı değiştirme hakkımız. Kitaba bakmam lazım dedi. Öğreniyorsun dedim. Masadan kalkıp arabaya doğru yürüdük. İkimiz de çaylarımızı yarım bırakmıştık. Çayını bitirmemişsin dedim. Güzel olmayan şeyleri uzatmaktan yana değilim dedi. Senin de mi kitabın var dedim. Bilmem dedi; belki vardır belki de yok. Yol uzunsa öğrenirsin, kısaysa her şey gibi bunun da bir anlamı kalmaz. "Bilmem dedim ne olablir aramızda, bu ışık ikimize fazla." Anlamadım dedi. Şarkının sözleri dedim, onu da dinler miyiz? Dinleriz ama ben dans etmek isteyebilirim dedi. “Sen ve ben birkaç kişi, bırakmışız bütün işi, vurmuşuz kendimizi yollara…” Bu da şarkıdan dimi dedi. Sen dans etmeye başla dedim; şarkının ruhu birleşsin bedeninle, sahip olun birbirinize. Keyifle seyrederim ben, istersen eşlik de ederim size; yorulunca bol bol konuşuruz zaten, anlarsın. Kırmızıya takıldı gözüm; haziran bitmiş, temmuz yeni başlıyordu.