12:00 - ev dağınık - 1.10.2009

0 kere okundu

Şu okula gitmek işi beni araba sahibi yapacak gibi görünüyor. Altı gündür okula gidiyorum, üçünde taksi kullanmak zorunda kaldım, taksi kullanmadığım diğer üç günün ikisinde ise okula geç kaldım.

Abimin laptopu tamire vermiştim, yapılmıyormuş şimdilik. Eleman kalsın dedi yine de, belki çıkma bir anakart bulup yaparız diye vermedi bilgisayarı.

Kdv indiriminin son günüydü dün.13 inçlik bir ACER aldım kendime. İşlemcisi hakkında pek bilgim olmadığından performansına göre makineyi 15 gün içinde iade edebilirim.

Okul karışık biraz, müdürümüz koordinatörlük konusunda beklentilerimizi karşılamıyor. Şimdilik var olan boş günümü doldurup koordinatörlük almamayı düşünüyorum, kafamı yoramam birilerinin vermedikleri ile.

Ev dağınık ve ben alışamadım hala. Oturmadı taşlar sinmedi içime yeni evim.

22:40 - abim evleniyor - 2.10.2009

0 kere okundu

Öğrencinin birini hırpaladım bugün, paşam benim taklidimi yapmak gafletinde bulundu ve 85 kilomun en az ellisi ile yüzleşmek zorunda kaldı. Serseri, git babanla kafa bul.

Dün gece yılın ilk palamudunu yedim, geçen yıl ilk yediğim palamut hoşuma gitmediği için bir daha yememiştim. Dün akşamki üç çingene palamudu da geçen yılkilerden iyiydi.

Laptopu geri vermemeye karar verdim, performansı hiç fena değil, kullanılabilir yani.

Ders programı yeniden yapıldı, isteğim doğrultusunda boş olan Çarşamba günümü de doldurttum.

Abim evleniyormuş gelecek yıl içerisinde hatta şubat ayında bile olabilirmiş. Ne güzel, amca olma ihtimalim var artık.

Trabzon’um koca kafam bu gece de puan kaybetti. Seyirciler bağırıyordu, Trabzon sizinle rezil oluyor diye. Ne rezil olacağız, zaten kimsenin bizden bir şey beklediği yok.

01:50 - ev sahibi mağduruyum - 4.10.2009

0 kere okundu

Sabahın köründe aradı amcam duymazlıktan geldim. Bir kere daha aradı, ardından bir kere daha, açmak zorunda kaldım telefonu. Geliyorum, halledelim şu işi dedi. Peki dedim günümün bir-iki saatinin gideceğini bildiğim halde.

Amcam dediğim kişi ev sahibim oluyor. Yalova’dan geldi çük kadar bir işi yapmak için. Kalorifer borusu su kaçırıyordu mutfakta bir yerden. İşe başladığımızda saat 12 idi, evden gittiğinde akşamın dokuzu. Üstelik iş yapılmamış mutfak darmadağın haldeydi. Üstelik daha sonra bir ara gelir yaparız dedi hiç utanmadan. Bağırıp çağırırım normalde bu durumlarda bilirsiniz ama bir şey demedim. Yaşlı adamın karakteri bu, kendi işini kendisi yapmak istiyor. Cimri falan değil, daha önce tanık oldum gerektiğinde para harcadığına.  Ama insan birazcık düşünceli olur dimi Hasan Amcacığım, bu evde bir insan yaşıyor ve üstelik hiç hoşlanmaz hayatının başkaları tarafından aksatılmasından.

Kahvaltı bile etmemiştim ev sahibim gittiğinde. Gecenin onunda günün ilk yemeğini yedim sahildeki, Sultanahmet Köftecisi’nde.

Bugün Pendik’te işim vardı, Ertan ile buluşacaktık ama ikisi de yattı. Ayrıca beklettiğim başka birisinin lafını hiç etmiyorum bile, bir dolu sitem işittim haklı olarak.

Yarın sabah İsmail Konya’dan, kuzenim askeri kışladan kahvaltıya gelecek. Uyumam gerek sabah çok işim var.

17:15 - piç oldu hafta sonum - 5.10.2009

0 kere okundu

Piç oldu hafta sonum vesselam. Bildiğiniz üzere cumartesimi ev sahibi yemişti, pazarımı da misafirlerim nasipmiş.

     Sabah Arif’in telefonuyla uyandım, abi Küçükyalı’dayım gelmiyor musun dedi. Geliyorum deyip kalktım yataktan. Gidip aldım sıpayı, kahvaltı için biraz alışveriş yapıp eve geldik.

     İsmail’i aradım gelmiyor musun diye, Tuzla’dan şimdi bindim trene dedi. Peki deyip kapadım telefonu ve mutfağa geçtim. Menüde sucuklu yumurta, domates soslu sosis, Trabzon’dan tereyağı, bal ve kaymak, yabani çilek reçeli, zeytin sigara böreği ve kek vardı.

     İsmail(İsmail Dere) Konya’dan çok sevdiğim bir arkadaş, ağ üzerine bir kursa katılmak için İstanbul’a gidip geliyor her hafta sonu. Arif (Arif Şen) halamın oğlu, Küçükyalı’da asker.

     Başkalarına da sözüm vardı hafta sonu onlara vakit ayıramadığım için piç oldu diyorum iki güne. Yoksa gayet keyifli vakit geçirdim. Akşam İsmail geldi yine, kurs hocası hasta olduğundan iptal edilmiş kurs. Giderken emektar bilgisayarımı paketleyip verdim ona. Konyalılar biraz koca kafalar biliyor musunuz. İkinci el bilgisayara sıfırına yakın para ödüyorlar nedense. İsmail satacak makineyi Mirde de. (http://www.mirde.com./)

     Sabah yine geç kaldım her zamanki gibi ve her zamanki gibi taksi tuttum. Yağmur yağıyordu ve sokakta kalmak en iyisiydi ama ne yazık ki derse girmek gibi bir zorunluluğum mevcut. Yoksa taksiye nasıl para yetiştiririm, değil mi ama.

     Balkondayım an itibariyle, sitemle uğraşıp sefa yapacağım. Çok keyifliyim ve bir o kadar da huzurluyum. Değmeyin gitsin.

00:10 - biri beni aldatıyor, hakkını helal et anne - 7.10.2009

0 kere okundu
     Aldatılmış hissine kapılmanın hilesi
     Nasıl aldatılacağını bilmekten geçer
     Birileri beni aldatıyor, sanki dönüp dolaşıp hep aynı yere geliyorum, oysa bu çok akıllıca değil. Madem dönüp dolaşıp aynı yere geleceksin neden boşa yorulasın. Evet, bundan eminim birileri beni fena kandırıyor. Yoksa şimdiye kadar az da olsa yol almıştım.
     Adam başı 1500 TL den iki kişi 1000 TL eder, bu bizim hesap, dershane ise adam başı 1500 den iki kişi 1500 eder diyor, ortasını buluruz sanırım. Hüseyin abinin çocuklarını dershaneye yazdıracağım, Pendik’teydim o yüzden bugün. Tesadüf işte Gözde melek (Gözde Turhan) ve Ebru’ya (Ebru Sarpdağ)rastladım. Onlar da Gelişim Dershanesi’ne gidiyorlarmış. Etüt çıkışı ikisini alıp yemeğe götürürüm diye dershaneye gidiyordum, hem para mevzusunu da konuşacaktım. Yolda Gözde meleğe rastladım, Ebru koşturarak eve dönmüş. Akçaabat köftesi yedik eşekle, Filiz ve Buse’yi de aradık ama ulaşamadık.  Buse (Buse Özdem) yeni sevdalara yelken açmış, Filiz (Filiz Haşhaş)ise zaten leyla…
     5 grubum var Karacan’da, gitmişken oraya da uğramayı ihmal etmedim.
     Biraz ders çalışmalı, heyecanla ders anlatıyorum zira. Bilişim teknolojisinin temelleri mevzu, modül birin konusu işlemciler, yeseler de işlemciler yemeseler de. Unutmuşum mevzuları, yeniden işbaşı yaptım. Ne mutlu Türküm diyene sonuçta. Niye mi böyle bir şey dedim, üstelik yokken milliyetçi eğilimlerim. Çünkü bir zaman sonra Türk’üz demekten alıkoyulacakmışız gibi geliyor, o gün gelmeden yaşamak gerek. Her şeye rağmen ne mutlu yine de. Allah göstermesin, eşeği kafamı ağrıtan bir milletten de olabilirdim.
     Yarın bayram, ne bayramı olduğunu sormayın. Kabotaj falan değil ha, bu bana özel bayram, deliresim geldi. Hala birileri beni aldatıyor, yoksa ev sahibim hasarlı binayı mı kakaladı bana, ilk depremde bok yoluna mı gideceğim. Hakkını helal et anne, ben yolcuyum. Aramızda haa, tırı vırı nasılsa dünya.

11:15 - made in Trabzon - 7.10.2009

0 kere okundu
     E-posta sunucuları dersine bakmam gerek, yarın ders anlatmam gerekiyor. Gerçi artık her gün ders anlatmam gerekiyor. Anlatıyorum da üstelik, pek bir hevesliyim görmeniz gerek.
     Sabah yine geç kaldım okula normal olarak. Taksi tutmadım ama dolmuşla gittim.
     Öğleden sonra dersim olmadığından Pendiğe attım kendimi. Dershaneye uğradım, Barış ile yemeğe çıktık, onun siparişi tavuk şişti ve benimkinden iyiydi ne yazınki. Aklım onun tabağındaydı köri soslu tavuğu yerken.
     Sahi ben Aydos’ta okulun önünde toplanan serserilere benziyor muyum, birileri karıştırıyor mu ne.

22:15 - ohh be - 9.10.2009

0 kere okundu
     Yemişim balığımı, almışım çayımı elime oturmuşum, değmeyin keyfime anlayacağınız.
     Tamer Arıcan geldi Malkara´dan, almış cillop gibi 2010 model focusunu, düşmüş yollara, hırbo gelmeden siparişi de verdi, karışık balık isterim diye. El mahkum yapacaz dedim, yaptım da. Roka salatası bile yapmışım en sarmısaklısından, üstelik tadı hoşuma da gitti. .
     Normalde buraya başka bir şeyler yazmıştım ama değiştirdim, öptüm yanaklarından Orhan Çam.

23:30 - yeni arkadaşım Ezgi İskender - 10.10.2009

0 kere okundu
     Yeni bir arkadaşım var Trabzon´dan, adı Ezgi İskender. Geceleri internetten konuşuyoruz. Normalde Esin ile laflardık arada ama artık onunla da konuşuyorum. Yazın kuzenim Arzu´nun düğününde karşılaşmıştık, pek bir şekerdi. Şubatta Trabzon´a gittiğimde birlikte sinemaya gideceğiz. Şimdi de laflıyouz, normalde bu saatte yatmış olması gerekir. Daha 11 yaşında ve beşinci sınıfa gidiyor ama öğleci olduğu için bu saate kadar ayakta duruyormuş. Bana sorulacak olursa bu saatte yatakta olmalı.
     Bugün caddedeydim, alışveriş yapmak için gittim dolaştım biraz. Bir dolu süslü hatun atmış gövdesini sokağa kendisini göstermek için salınmakta. Almıyor İngiliz malı dükkân yiyecekli insanları içeriye, peki dedim siz ne derseniz o olur. Mc Donald’dan Milk Shake’imi aldım Marx and Spanser’in önünde oturdum.
     Şekil olarak çok hoş olan hatunlar içerik olarak ne kadar berbat bilemezsiniz. Otururken sokakta kulak misafiri oldum konuşmalarına azıcık. Yok çocuğun biri messengerdan yazıp duruyormuş, yok Aşk-ı Memnuda ki kadının elbisesi şöyleymiş, yok bir kazak görmüş Mavi’deymiş. Bir dolu ucuz muhabbet anlayacağınız. Aynı benim memleketim yani, vitrin iyi, dükkânın içini bok götürüyor.
     Rus parası ile 5 manat etmeyen Fatih Terim’in milli takımı Belçika’ya iki sıfır yenildi. Harika oldu diyeceğim Terim denen arka mahalle kabadayısının kovulmasına neden olacaksa bu yenilgi. Ama memleketim bir dolu sıkıntının yanında delikanlı sıkıntısı da çekmekte. Rıdvan’ı dinliyorum şimdi, Terim gitmeli demeye korkuyor, neden korkuyorsunuz be kardeşim, ne yapacak sanki sokakta görse selam mı vermeyecek. Yuh yani görün artık, bu adam milletin memleket sevgisini bile azaltır oldu.

18:50 - sinemaya(-1)-(-2) - 11.10.2009

0 kere okundu
     Akşam altıya kadar yatak keyfi yaptım anasını satayım, hayat böyle bir şey. Fikrimce en güzel zamanlar yatakta geçen zamanlar, ama yalnız ama değil.
     Kenar mahalle doğalgazcısı sinemaya gitmek istiyormuş, bizim Ümit Kubat. Çağan Irmak efendinin yeni filmi gelmiş, Karanlıktakiler adı sanırım. Çok iyi filmleri olan bu amcanın bu filmi biraz bunalım gibi geldi bana. İstemeye istemeye gideceğim mecburen. Gerçi yemek de yerim Carrefour´da, canım hamburger çekiyor nitekim.
     Hiç ders çalışmadım haftasonu, ya yattım ya da boş boş dolaştım. Sinema dönüşü ders çalışırım artık birazcık. Ben kaçtım şimdi geç kalmayayım sinema mevzusuna.
     Kuzenim Ezgi´den bahsettim bir önceki güncemde, teşekkür etmiş yorumunda ve mail adresini yazmış. İnternette mail adresi verilmez öyle uluorta minik Ezgi. Eğer netegiriyorsan ki bence girmemelisin mail adresini vermemen gerektiğini bilmelisin.

21:56 - şarabın içi kadın - 12.10.2009

0 kere okundu
     Hadi vur kendini şaraba, kedere ve aşka vur, yeter yeter öleceksek ölelim. Küvetin içi şarap dolu, şarabın içi kadın, kadının içi aşk ve biz öleceksek ölelim. Vakit gecedir, ay batmış ayaklar sokaktan çekilmiştir. Mevsim kıştır ve radyoda bir şarkı üstelik tam da zamanıdır. Yeter yeter öleceksek ölelim, hadi vur kendini şaraba, kedere ve aşka vur…
     Kadıköy bir uzun yol, gitmek gerekti gittim, gitmişken bir-iki öğrencinin iş yerine de uğrasam mı dedim uğradım. Gitmişken balık ekmek yemeli sırf adına hürmeten. Yoksa Norveç’ten ithal uskumru balık ekmeğin içine balık olalı kalmamıştır eski tadı ekmeğin boğaz kenarında fikrimce.
     Kırmızı bir çanta mı almalı laptop için, yoksa her zaman ki gibi koyu renkleri mi seçmeli. Kırmızı alsam dikkat çeker, ulan yakışmış mı erkek adama der içerisinde eşek sevicilik saklı öküzler. Koyu renkte bir şey alsam sokaktaki bıkkınlığa ayak uydurmaktan, sıradanlaşmaktan korkar içimdeki öküz.    
     Amerika’dan birileri sayfamı ziyaret etmekte arada, New York, Arizona ve Nevada tıklama aldığım eyaletler. Merak ettim kimler vakit geçirir uzak ellerde benim tırı vırıyla.    
     Son 3 günde tıklanma rakamlarım yüzde yüzün üzerinde artış göstermiş. Malatya, Kütahya, Afyon, Muğla, Aydın, Manisa, Balıkesir, Kayseri ve Diyarbakır yeni ziyaretçilerim. Ankara, Konya, Gebze, Tekirdağ, Trabzon, Çanakkale, Antakya, Adana, İzmir, İzmit, Adapazarı, İçel Tokat, Samsun, Bursa, Zonguldak ve Erzincan ve İstanbul’u da unutmamak gerek. Her gün birileri tıklıyor sayfamı buralardan, teşekkürler.  Yorumlarınızı da benimle paylaşırsanız sevinirim.

17:15 - Orhan Çam kendini aşıyor yeniden - 13.10.2009

0 kere okundu
     bu 10 dk lık iş için 8 yıllık tecrübe lazım
     yoksa senin gibi denyolarda yapardı bu işi
     Bizim Çam Orhan’ın sözleri bunlar, sayfadaki bazı eksiklikler için yardım istememe karşılık kurulmuş cümleler. 5-10 dakikalık bir iş için 1 ay boyunca 20-30 kez istekte bulunmam gerekir beyefendiden. Tepelenecek kaçınılmaz olarak ama işim bitmeli önce, o zamana kadar 4. dayımdır kendisi.
     Paşamın konuşmaları bunlarla da sınırlı değil, pek bir rahat pek bir cüretkar. Konuşmanın tam metnini yayımlardım ama telif yasası gereği bunu yayımlayamıyorum. Küçük bir alıntı yapmak kafamı ağrıtmaz sanırım.
   burak:
      siktir ulan
      5 dakkalık iş dediğin 5-6 iş yaptın bana
      10 dakka olsa 1 saat eder
      ulan 2 saat etsin
      6 ayda iki saatlik iş yap diye konuşmalarımı toplasan
      3 gün durmadan konuşmuşumdur
   OrhanCAM:
      bu 10 dk lık iş için 8 yıllık tecrübe lazım
      yoksa senin gibi denyolarda yapardı bu işi
     burak:
      benim gibi adamlara denyo demek için bilgi birikimini kullanman seni gözümde daha da büyütüyor.
   OrhanCAM:
     :)
   burak:
      ki başka her hangi bir koşul ya da şartta bana değil denyo ona yakın bişiler demek gibi bir lüksün bile olamaz
      bunu biliyoruz ikimizde
      değerlendir elindekini
   OrhanCAM:
      düzgün konus olum
      küvete şarap dökmeye
      benzemez bu iş teknik iştir
      sen anlamazsız
  burak:
      peki
      hapsi hatırlatılır sana
      kalmaz hakkın bende
      bilirsin
   OrhanCAM:
      ben hakları öbür dünyaya bırakmam biliyorsun,bu dünyada nakit alma tercihimdir
   burak:
      seni nakitle doyurmak ne haddime benim
      ama satın alınabilirsin
   OrhanCAM:
      hadi len
      artis
      yakında gelecem ben o senin begenmedigin hor gördügün programcıyım diye
      ist da seni iştimaya alacam
   burak:
      Sen mi beni miJ
      burası komedi dükkanı ve  sen yönetmen ben de ortadaki şebek miyim
      rüyada mısın sen

00:05 - Şerafettin´in annesine teşekkürler - 15.10.2009

0 kere okundu
     Şerafettin’in annesi turşu kavurmuş, fasulye turşusu. Fasulyeler Terme’den el emeği Şerafettin’in annesinden pek bir lezzetli olmuş. Geçen hafta lafı geçmişti, severim demiştim, gitmiş evde söylemiş. Annesi yaparım ben ona demiş, bugün öğlen bizim odada fasulye turşusu kavurması vardı. İçine sevgi katmış, pek bir güzel olmuş, teşekkürler Şerafettin’in annesi. Bu arada Şerafettin bizim bölüm hocalarından, bilgisayar öğretmeni.
     Eşeğin biri iş görüşmesine gitti bugün, birinci aşamayı geçti, ikincisi de olursa Yapı Kredi’de çalışacak. Allah yüzüme güldü mü ne diyor, annesi ise hemen sevinme daha kesin bir şey yok diye Allah’ın işine karışıyor.
     Milli maçı seyrettim bu akşam, uzun bir aradan sonra milli takım taraftarı oldum. Haysiyeti tartışmalı terimciğim bıraktı görevi, artık sevgimizin önündeki egocuk yok. Bursa taraftarı da bunun farkında olmalı ki maç boyu bağırdı durdu. Bizim Ceyhun Gülselam da iyi çalışmış dersine, baktı ki daha otuzuncu dakikada durum iki sıfır hemen gördü kırmızı kartı. Yoksa maç 5-0 biter ve Terim gitmekten vazgeçerse nice olur halimiz.
     Bugün bir öğrencimin velisi geldi, oğlu ilk kez okuldan mutlu dönmeye başlamış eve,  onla ilgilendiğim için teşekkür etti. Pek bir mutlu oldum, öğretmen olmak bazen güzel hissettiriyormuş.

11:00 - bugün sakinim - 16.10.2009

0 kere okundu
     Taksiye talim arkadaş, her sabah geç kalıp taksiye biniyorum. Sıkıldım bu işten, her gün taksiye vereceğim parayla balık yesem daha iyi olur diye düşünüyorum her hesap ödediğimde.
     Ders programı yapılıyor yeniden, ders saatim otuz sekize çıkıyor ve koordinatörlük denen angaryadan kurtuluyorum az da olsa.
     Dün hareketliydi okul, 12. Sınıflardan bir öğrenciye şefkat göstermek zorunda kaldım, kötü hissetmiş olacak ki koşarak çıktı sınıftan seninle çıkışta görüşeceğiz diyerek. Geri döndü sonra, tüm artistliğiyle, gel dedim evladım, gel yukarı çıkıp çözelim sorunumuzu. Atölye şefinin odasına girip kapıyı içerden kapadım, sandalyeleri kenara çekip ortayı açtım, artık iki serseriyiz, istediğini yapabilirsin dedim hatta iki arkadaşını daha çağırabilirsin diyerek elini de güçlendirdim rahat hissetsin diye. Burada olan burada kalacak diye de ekledim.  5 dakika sürdü oda maceramız, çıktığımızda sınıf öğretmeni olduğum öğrencim daha bir öğrenci olmuştu sanki çözmüştük sorunu yani.
    Okul çıkışı Sabiha Gökçen Havalimanına koordinatörlük yapmaya gittim, nusubet yer pistin arka tarafındaymış ulaşmak için kırk dereden su getirdim. Tuğrul Araz oradaki öğrencimin adı, umarım iyi bir şeyler öğreniyordur.
     Abim evleniyor demiştim ya, sanırım ablam da evleniyor, dün annem söyledi. Aileden birilerinin evlenmesi güzel şey, sevmek için kanımdan çocuklar olacak çevrede, Trabzon’a gitmek için yeni sebepler.
     Dün alabildiğine gergindim, bugün yağmur yağacak dediğinden olsa gerek meteorolojinin pek bir sakinim. Darısı diğer günlere.
     Dersteyim şimdi, Bilişim Teknolojilerinin Temelleri, konumuz bellek birimleri ve ben bişiler anlatmalıyım çocuklara... 

01:40 - cadde kızlarına sevgiler - 17.10.2009

0 kere okundu
    
     Birisi mesaj yazmış, cadde kızlarına bok atmanın nedeni onlara ulaşamaman mı diye. Bizim Trabzon´da bu tiplerin Rusya´dan gelenleri var, bilgisayarla çizilmiş gibiler üstelik. Ama ben kadını parayla satın alınacak bir nesne olarak görmedim hiç, fiyatı olanlardan da uzak durdum, uzak durulmasını tavsiye ettim ömrümce. Çok kanıma dokundu arkadaş, o kadar beceriksiz mi görünüyorum, şaştım doğrusu. Biraz daha bok atayım da egom hasar görmesin bari.
     Cadde bir fenomendir fikrimce, beş para etmez bir dolu canlı giydikleri elbiseler kadar değer katarak kendilerine salınırlar Bostancı´dan Göztepe´ye kadar. Her ne kadar götürmek için bire bir tipler olsa da cadde kızları, aslında bir yere götürüldükleri yoktur. Cadde kızı cadde de kalır arkadaş, orasıdır onun mekanı, ama paralı ama beleş. Beleşi de pahalıdır fikrimcegidip Pizza Hut´da yemek yemek, Starbucks´da kahve içmek zorundasının. Backroundunuz da güçlü olmalı, en kötü ihtimalle Converse giyip ki leş gibi yapıyorlar ayağı, kıçınıza Levis geçirmelisiniz. (Hakkını vermeliyim ama Levis´ın bazı modelleri popoya güzellik katıyor.) Hatun götürme girişiminden önce de  harcama yapmalısınız yani. Kararı siz verin cadde kızları beleş mi paralı mı? Fikrimi sorarsanız tarifesi olanla ilgilenin, sonra fahiş hesap çıkartabilirler size, sonuçta hesap ödemek için bulaşık yıkamak da var yani.
     Pizza Hut ya da Starbucks´a gitmek Levis ya da Converse giyen herkes cadde çocuğu olmuyor bu arada ama cadde çocuğu olmak için minimum bunları yapmak gerekiyor. Bunun nedeni ucuza kapatılmamak için pahalıymış izlenimi uyandırmak olabilir ama ödenen para fazla olsa da bazı şeyler sonsuza dek ucuz kalırlar.

21:30 - ahh benim hafta sonum - 17.10.2009

0 kere okundu

      Sabah kalkasım gelmedi yataktan, üçe kadar tadını çıkardım, bilgisayar da yanımdaydı film bile seyrettim. Sonra kalkmalı dedim, bir şeyler yemeli hatta balık yapmalı ödüllendirmeli şu hantal gövdeyi.Çinakop çekti ilgimi, 6 tane alıp temizlettim. Tam ödeme yapacaktım Ümit puştu aradı, akşam bana gelecekti, Optimum dönüşü. Bahsetmez olaydım balıktan, ben de isterim dedi. Sallamaya çalışsam da başaramadım. Bir kilo kıraça eklettim çipuralara hatta 750 gram. Çünkü bir tava tam 750 gram ile doluyor.
      Yedik balığı oturduk aşağıya. Fikret gelecek ve tabu oynayacağız, canlarımın canı çekmiş. Benim canım da ekmek kadayıflı dondurma çekti, çıkıp alacam dışarıdan. Bulaşıklar Ümit puştuna kaldı, buna da şükür.
      Dobiş ibnesi evleniyormuş, Ceyhun’dan alıyorum haberi. Okan Özkan beyefendi ne zaman haber verecek bana bilemiyorum. İki adımlık yol sanki, Trabzon’a gitmek çok kolay iş. Neden benim arkadaşlarım evlenecekleri zaman fino köpeğinden beter oluyor anlamıyorum, benim yaptıklarımın cezasını Allah onlardan mı çıkartıyor bilemiyorum.

    
 Ertan aradı, yarın evi taşıyacakmış, gelirsin dimi dedi. Oysa yarın Galatasaray maçına gitmek gibi ilginç bir planım vardı. Sabahımı da dershanem sağ olsun sınava girmem için rica ederek doldurdu. Piç oldu hafta sonum anlayacağınız. Dersene başlayınca zaten olmayacak hafta sonu denen mevzu ama ben şimdiden başladım hafta sonlarımı doldurmaya, sağ olsun arkadaşlarımın desteği de inkâr edilemez.

23:30 - biri bana muska yapmış sanırım - 19.10.2009

0 kere okundu
     Ne çok girer oldum hayatın içine, ne çok insanla haşır neşir oldum şu İstanbul’a geleli şaşıyorum kendime. Her gün ya birisiyle görüşüyorum ya da görüşmek için planlar yapıyorum. Bu ben değilim, ben olamam, kontrollü asosyalim ben, insanlardan hoşlanmam, misafir sevmem, misafirliğe gitmem… Kesinlikle bu ben değilim, birileri bana büyü yapmış olmalı.
     Anam ağlıyor okulda derse girmekten, dile kolay 38 saat fiilen derse giriyorum. Geçen yıl bu rakam altı idi ve ders saatleri sadece lak lak yapılıyordu. Oysa bu sene ciddi ciddi ders anlatıyorum hem de eşek yüküyle saat.
     Abim geliyor Cuma günü, Sayın Kazım Sarımehmetoğlu. Hep bir sebebi vardır koca kafalının beni evden göndermek için ama aslolan Trabzon’dan sıkılmış olup kafa dinlemeye hasret kalmasıdır. Ben eve gittiğimde bürosunu 15 dakika kullansam senle mi uğraşacağım diye bir dolu dır dır etse de ben evin anahtarını teslim eder çekilirim huzurdan hep. Topu topu bir abim var, feda olsun ona 3 ev ne olacak sanki. Allahtan bakmaz sayfama hiç yoksa şımarır ve daha sık gelir İstanbul’a. Hafta sonu ne işiyse bilemiyorum ama abim avukat ve adliyeler kapalı, sanırım bunu bilmediğimi düşünüyor şaşkın.
     İş görüşmesi trafiğimiz var 1 haftadır. İlk iki raund galibiyetle sonuçlandı, yarın 3. Raund var. 4 rauntluk maç kazanılırsa Gebze iş adresi olacak. Şimdi senin işin var bu ne görüşmesi diyeceksiniz, ben de size ne arkadaş her haltımı bilecek misiniz diyeceğim. O yüzden siz sormuyorsunuz ben de bir şey söylemiyorum.
     Kurban bayramında Trabzon’a gidiyorum, annem gel ben veririm uçak paranı dedi ama ben zaten gidecektim, bizim fino köpeği dobiş (Okan Özkan) dünya evine giriyor, “gelin” gidiyor anlayacağınız.

22:45 - patlıcan inciri hatırına - 20.10.2009

0 kere okundu
     Bu kadınlar dizi seyrettiği için mi aptal yoksa aptal oldukları için mi dizi seyrediyorlar sizce. Genelleme yapmak mümkün benim için ama sizin kararınız farklıdır fikrimce. Biliyorum ya belgesel seyredersiniz televizyonda ya da haber kanalı. Televizyonum yok benim biliyorsunuz, kazara dizi seyredip aptallaşmaktan korkuyorum. Geçenlerde İmirzalıoğlu’nun bir dizisi için iyi demişti Tamer Arıcan.  Yahu Kenan İmirzalıoğlu oynasa da boktan dizi boktandır benim kitapta. Üstelik diğerlerinden farkı da yok, karakterler farklı tavırlar ve uyandırdığı izlenim aynı.
     Okul aile birliğinde ki kadın görüş alanıma girdi bugün, ilerleyen zamanlarda negatif bir şeyler yaşanabilir, şanslı teyze vesselam.
     Ders yüküm hafifledi biraz, dört saatimi Özer’e verip kendimi rahatlattım. Okul güzel, hayat güzel, İstanbul güzel ve üstelik abim bana incir getirecek Trabzon’dan. İnsan daha ne ister şu dünyada patlıcan inciri varsa yeni daldan koparılmış. Hatta ardı ardına iki dizi bile seyrettirebilir abartıp dizinin adını Yaprak Dökümü, Nefes ya da Aşk-ı Memnu yapmadıkları sürece tabii ki.

18:20 - melekler balık yer mi - 22.10.2009

0 kere okundu
     He babam de babam, koştur babam koştur babam ders yapıyorum. Anlata anlata çenem ağrıdı. Ne güzeldi geçen 2 yıl, sürekli bir yatış durumu…
     Kadıköy’de idim, yeni geldim. Öğrencilerimin çalışıp çalışmadığını kontrol ettim. Başarı Soft ve Rom  Reklam’a uğradım, bir de naylon staj mevzusu vardı Yazıcıoğlu İşhanı’nda. Dün de Maltepe Belediyesi ve Melis’in iş yerini halletmiştim.
     Lafı geçti birkaç kez arkadaşlar arasında, bu kadar fazla derse girersem muhtemelen yılbaşına kadar beynim iflas etmiş olur. Sağlık olsun, ucunda ölüm yok ya.
     Orta yaşlı bir amcanın orta yaş bunalımlarından biri yüzünden dünkü planımı iptal ettim. Gerçi günahını almayayım, plan yaptığımdan haberi yoktu. Hatta bilse aksatmamak için elinden geleni yapardı. Ayrıca bilemedim hiç, melekler balık yer mi?

05:10 - balık olayının tavan yaptığı gün - 23.10.2009

0 kere okundu
     Bu satırlarda sık sık balık muhabbetine tanık olduğunuzun farkındayım, hatta bunu dile getirenleriniz de oluyor karşılıklı konuşmalarımızda. Ailemin balığa olan bağlılığı benimle başlamıyor ve umarım benimle de bitmeyecek…
     Dün akşam eve geldiğimde uykum vardı, balkonda biraz zaman geçirip kanepeye uzandım. Uyuduğumu gözümü açıp saatin dokuza geldiğini gördüğümde anladım. Sonrasında yine uyuyup uyandım birkaç kez. Son uyanışım sabah dört civarı oldu ki daha da uyumamam gerektiğini düşünüp kalktım yattığım yerden.
     Biliyorsunuz, dünden kalma balık var evde, akşam da abim gelecek. Muhtemelen evde yani Trabzon’da balık yemekten bıkan abim buradaki 2. Sınıf balığa itibar etmeyecektir. Bu düşünceye sahip olduğum için balıkların bir an önce yenir duruma getirilmesine karar verdim. Sabahın dördünde balık kızarttım anlayacağınız. Bir tava hamsi, bir tava da istavritten an itibari ile sadece kılçıklar kalmış durumda.
     7 gibi evden çıkıp yürüyerek okula gitmek düşüncesindeyim. Şimdi biraz gazete okuyup diğer koca kafaların neler yaşadığından haberdar olmak istiyorum sırf zaman geçsin diye.

11:30 - 6 yıl sonra Kocaeli Üniversitesi... - 24.10.2009

0 kere okundu
     Güzel bir gündü Cuma, sabah 29 Ekim provası ile başladı. Nilgün hoca ve ben öğrencilerin başında tören alanına gittik. Diğer okullara oranla çok saygılı, çok daha öğrenci gibi öğrenci bizim okuldakiler. Tayin isterken 2. Sırada Maltepe Ticaret Lisesi vardı, törende hemen yanımızda duruyordular. O kadar öğrencinin içinde adam gibi bir tane olmaz mı? Saç baş birbirine girmiş, ellerinde telefonlar, hocasıyla mahalleden arkadaşı gibi konuşan bir dolu tip. İyi ki yazmamışım o okulu, yoksa hiç hoş şeyler olmazdı ne benim için ne de onlar için.
     Öğlen bitti işim ve okula gittim. Abim aradığında saat 1 olmuştu ve ben eve gitmeliydim. Abimi eve yerleştirip tekrar okula döndüm Özer ile eski okuluma gitmek için. Eski okul dediysem bahsettiğim Kocaeli Üniversitesi. Yeni kampüsüne hiç gitmemiştim, şehirden uzakta güzel bir yer yapmışlar, üniversite gibi olmuş yani. Hocalar unutmamış beni, Kadir Erkan, Mehmet Yıldırım, Celal ve Özcan hocalar vardı aynı odada. Yarım saatten fazla lak lak yaptık. Eski öğrencilerden bahsettik. Arada uğra dedi Mehmet hoca ben çıkarken, oysa unutmuş olmalı konuşmalarımla kafasını şişirdiğimde beni kovaladığını. Yoksa bu tehlikeyi göze alamaz bilirim.
     Eve dönüş yolu zor oldu, bir dolu trafik vardı. E-5 doludur diye sahil yoluna indik, yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşuz.
     Kayseri’yi iki bir yendik dün akşam. Maçtan sonra uyumuşum. Sabah yedi gibi uyanıp aç midemi doldurmak için kadınbudu köfte ısıttım kendime.
     Ev sahibim gelecek ve mutfaktaki kalorifer borusundaki minicik sorunu halledeceğiz. Umarım iş akşama kadar uzamaz. Zira çok anlayışlı olmayı düşünmüyorum bu kez.
     Eylül ayında eylül olmuş, iyi ki de olmuş. Allah analı babalı büyütsün.

15:15 - abimin ayak işleri üstünde - 25.10.2009

0 kere okundu
     Söylemeyi unuttum, annem incir göndermiş, patlıcan inciri. Üç gündür çocukluğumun en güzel tatlarından biriyle haşır neşirim her ne kadar mevsimin son meyveleri olsalar da.
     Sabah Arif’i aldım Küçükyalı’dan, ardından İsmail aradı bana gel dedim. Kahvaltıda sosisli yumurta ve kaymakla eritilmiş yayla peyniri vardı. Arif ile ben yerken İsmail sadece kahve içti.
     Sağ olsun bana hem PES’in hem de Fifa’nın 2010 sürümlerini getirmiş, önce Pes’i kurdum denemek için, hatta az önce oynadım da biraz, hiç fena değilmiş.
     Abimin bilgisayar krizi tuttu. Daha 2 ay önce ona lenovo marka bir laptop almıştık, beğenmemiş beyefendi yenilemek istiyor. Ama harbiden de kötü makine, modifiye edilmiş ikinci dünya savaşından kalma tanklar gibi duruyor.
     Mediamarkt’a geldim İsmail ile, amacım abime yeni bir makine almak. Lenovo’yu İsmail ile Konya’ya gönderip sattıracağım. Her durumda abim en az 300TL zarar edeceğinden an itibariyle vazgeçmiş bulunmaktayım yeni makine almaktan.
     Optimum’un üst katında oturmuş abime ulaşmaya çalışıyorum, koca kafanın telefonu kapalı. İşimi bitirip eve gitmek istiyorum, çok gürültü var ve kafam şişmiş durumda.

14:00 - rüyadan okula uyandım - 27.10.2009

0 kere okundu
     Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim, altı ay bir de güz gittim. Hasta düştüm, ayaklarım ağrıdı, terledim, susadım su içtim, susamadım can sıkıntısından içtim, yemek yedim kilo almaktan korka korka, tavuk döner aradım her fırsatta göz ardı edip ne kadar berbat yerlerde hazırlandıklarını.
     Uyanmışım, abuk subuk bir rüyaymış saatin çalmasıyla son bulan. Yine de okula gitmekten iyidir dedim. Spor ayakkabılarımı giyip geldim ders anlatılan yere. İki kere okul yazmak akıcılığa zarar verdiği için ders anlatılan yer diye yazdım, yoksa bildiğiniz okul anlatmak istediğim yer.
     Maç yaptım çocuklarla, spor ayakkabı giymemin amacı gerçekleşsin diye sırf. Zannetmeyin ki sırf hoş görünmek için takım elbisenin altına converseleri giydim. Külliyen yalan, tek amacım sağlıklı yaşam için spor yapmak. Şu terlemek olayı da olmasa tereyağlı ballı ekmek olacak ama Allahtan dolabımda parfüm var da ter kokusunun üzerini kapatabiliyorum.
     Derse gideyim, 10- C beni bekler, mevzu Temel Elektronik Ölçme, son iki saat…

10:10 - kel kafama düşen yağmur - 28.10.2009

0 kere okundu
     Sabah kapalıydı hava, yağmur geldi ardından, şimdilik usul usul ümitler sağanakta. Ne güzel şey yağmur diye başlayan onlarca cümlem vardır bu satırlarda, harbiden de güzeldir yağmur, siler süpürür her şeyi temizler havayı. Islanmak da güzeldir umursamadan saçının bozulacağını ya da üstünün başının batacağını. Zaten bende saçta yok o yüzden ne güzel şey şu yağmur.
     Kaynarca’ya geçmek var niyette. Koordinatörlük yapacağım koca kafalı öğrencilerimden birine. Akşam Volkanlar gelecek yemeğe, menüde her zamanki cansız canlılar mevcut. Çeşit ne olacak karar vermiş değilim henüz.
     Derste bilmediğim bir numara aradı, Kırımlı Fazilet Olcay Anadolu Lisesi müdürü Hasan Hoca. Bağlantıları kopmuş, modemi bozukmuş, yardım istedi. Üzgünüm dedim ben Pendik’ten uçalı çok oldu.

11:40 - bugün Cumhuriyetimin bayramı - 29.10.2009

0 kere okundu
     29 Ekim bugün, Cumhuriyet Bayramı var ama biz şevkimizi kaybettik, çocukluğumuzda kaldı bayram heyecanları. Artık bu günlerin tek farkı tatil olmaları. Ne acı şey duygusal açıdan yozlaşmak.
     Volkan ile kapıştık akşam, Fifa’dan Pes’e terfi ettik. Bir dolu ayarlamadan sonra ilk dört maçı aldı koca kafalı ama memleketim çocuğu Burak pes etmedi dört yenilgiden sonra dört galibiyetle kapadı geceyi.
     Bayramın dördüncü günü bilet ayırttım Ulusoy’dan. Tıngır mıngır geleceğim 15 saatte. Sabah altı gibi burada oluyormuş gündüz saat birde Trabzon’dan kalkan otobüs.
     Dün Türk Ocakları’nın yürüyüşüne rastladım İdealtepe’de. PKK’ya lanet okuyor, açılım yapan hükümete hakaretleri sıralıyordular.  Şu pkklıları öldüren bir virüs geliştirtsek İsraillilere, bizim başımıza bela olmadan leş olsalar dağ başında, akbabaya çakala yem olsalar ne güzel olurdu, toptan temizlik yani.
     Okul çıkışı Kaynarca’ya geçtim Ytong’da staj yapan bir öğrencime koordinatörlüğe gittim. Sağ olsunlar servisle eve bıraktılar beni.
     Akşam epilasyon randevum var, sonra fener alayı olayında görevliyim. Küçükyalı’dan başlayacak yürüyüş ama ne tarafa gidecez hiçbir fikrim yok.
     Orhan geldi, bugün kardeşinin ameliyatı var, akşam bana gelecek.
     Şimdi kahvaltı vakti, sabah sporu, duş ve kahvaltı ile güne başlayacağım. Sonrası da planlı bir şekilde yürüyecek ne yazık ki. Ne acı planlı yaşamak.

18:20 - siteme dadanan salak - 30.10.2009

0 kere okundu
     Salağın biri 30-40 kez boktan olmuş diye tıklamış benim anketi.  Çok üzüldüm benim siteyi birileri beğenmedi diye, hayal kırıklığına uğradım.  İçerik zenginleşsin diye koydum anketi, yoksa tasarım konusunda iddiam yok. Gerçi her yerde birkaç salak bulunur, benim siteye takılanların neyi eksik milletten. Bir dolu da yorum yazmış canım benim, yayımladım hepsini.
     Orhan ile buluştuk Cevahir iş merkezinde, yanında liseden bir arkadaşı vardı, Mado’da oturup bir şeyler yedik. Eve döndüğümüzde saat altı olmuştu, yemek yiyip dışarı çıktım yürüyüş yapmak için. Yürüyüş dediysem fener alayı olayı vardı bu akşam ve okul beni görevlendirmişti. Ben sekizde Küçükyalı Tansaş’ın önüne gittim ama kimsecikler yoktu, yedide başlamış yürüyüş…
     Gece on birde elektrikler kesildi, uyumak için bahane oldu. Gerçi iki gecedir kesiliyor meret, Uydunetde de bakım varmış, iptal oldum anlayacağınız.
     Sabah yağmurla başladı gün, yine sorunlu internet. Öğrencilerimi kontrol için önce Kadıköy’e sonra Maltepe Belediyesi’ne gittim. Veletler yoktu işyerlerinde, hep bir mazeretleri oluyor nedense.
     Ümit geliyor, dört tane lüfer 1 kg da çinakop alıyor. 2 gün aradan sonra yine menüde balık var, vazgeçemedim şu işten.

08:50 - müdür yardımcılığı sınavı - 31.10.2009

0 kere okundu
     Erkenden kalktım, saat onda sınav var. Müdür yardımcılığı sınavına giriyoruz bölümdeki tüm arkadaşlar. Amaç koca kafalı müdürün birisine yardımcı olmak değil zira çok akıllıca bir iş değildir her haltı bilen bir topluluğa yönetici olmak. Elimizde bulunsun, yarın öbürsü gün bir işimize yarar. Bir dolu insan çalıştı sınava, sendikalar kitap bastırdı, kurs açtı… Bendeniz Sarımehmetoğlu mevzuatlara baktı 15-20 dakika, bir de Nihal ile lak lak yaptı bu konular üzerine 5-10 soruluk.
     Göğün dibi delinmiş derdi ablam.(Emine Sarımehmetoğlu) 2 gündür yağıyor durmamalıcasına, ne güzel keşke 10 gün sürse böyle her yan yağmur sesi su damlası olsa.
     Dün gece ellibir olayının galibi her zamanki gibi belliydi ama mağlup son düzlükteki atağı ile Ümit’i geçen Türk Hava Yolları’nın rakibi Orhan Çam idi.