ÖZGÜR BIRAK KELEBEKLERİ - 11.04.2019

878 kere okundu

Güzellermiş dedim. Cidden mi dedi, güzeller mi? Evet dedim, çok güzeller. Mahcup bir gülümseme belirdi dudağının sol yanında. Sola ve sağa doğru uzadı ağzı. Kocaman gözleri parladı. Teşekkür ederim dedi kısık sesiyle. Gülümsedim ben de... Beyaz dedim, lacivert ve bordo bantlar üzerinde... Kimin aklına geldiyse iyi yapmış. Neyi dedi, ayakkabılarımı mı? Evet dedim. Ayaklarımın da hakkını verirsin belki dedi. Vermem dedim, hiç vermem. Varsa kendileri alırlar haklarını. Hem baharla yaz arası gibi duruyorlar, sıcaktan ılığa kaçmışlar biraz. Lacivertleri maviye, bordoları da pembeye çalmak istiyorlar sanki.  Biliyorlar da nerede duracaklarını. Haklarını da bırakmazlar kimseye bence. Yine güldü, yüzünde ki mahcubiyet azalmıştı. Bence diye biten ya da başlayan cümlelere mesafeli dururdu. Ama sevmişti bu kez, ruhunu okşamıştı cümleler.  Bunların hepsini benim ayaklarım mı yapmış dedi. Ayaklarını küçümseme dedim ciddi bir sesle.

Bira kokuyordu nefesi. İçtin mi sen dedim. Evet dedi, birkaç bişey içtim, içmese miydim? İç dedim, karışmam ben. Karışsan da içerim ki dedi. Biliyorum dedim. Biliyorum dedi, her şeyi biliyorsun sen. Güldüm ben de. Kimse mükemmel değil dedim. Benim geldiğim yerde herkes her şeyi bilir. Bilmedikleri şeyler de boş şeylerdir zaten, bilinmese de olur şeylerdir. Sahi nereliydin sen dedi. Biliyorsun dedim. Yok dedi, bilen sensin. Ben bugün senin bildiklerini dinlemeyi seçtim. Alkol dedim, iyi geliyor sana. Bira içtim dedi, alkolle ne ilgisi var. İkimiz de gülüyorduk.

Ilık bir rüzgâr esiyordu denizden. Benim hikâyelerimde hep ılık rüzgârlar eser zaten. Okşar saçını kadının, kokusunu alır götürür tepelere doğru. Mor menekşeler açmıştır şimdi, papatyalar bi seviyor bi sevmiyordur. Açıktan koyuya dönüyordur yeşil. Serçeler yuvalarını yapıyordur. Ya nisandır aylardan ya da mayıs.  Eskiden olsa kelebekler de olurdu. Ama güzel olan pek çok şey gibi onları da bitirdik.

Neyi bitirmişiz yine dedi. Kelebekler dedim, bilir misin kelebekleri. Bilmez miyim dedi. Bizim oralarda çok olurdu eskiden, koşturup dururduk peşlerinde. Kıyıp yakalamazdık. Toz olurdu kanatlarında, dokunsak havaya karışırdı. Yaşayamazlarmış o toz olmadan. Öyle bilirdik ki hala öyle bilirim. Peşlerinde koştururduk sadece, kıyamazdık. Kıymış birileri dedim. Nasıl yani dedi. Yoklar artık dedim, ya ölmüşler ya da gitmişler. Kelebeklerin ömrü kısadır ki dedi, ölürler hemen. Öldü mü içindeki kelebekler dedim. Duruldu; yok dedi, ölmediler ama gizledim onları. Kimden dedim. Herkesten dedi, biliyorsun insanlar kötü. Ben de insanım dedim. Sen onlar gibi değilsin dedi. Bahardandır dedim. Ne dedi. Kanmaya hazırsın dedim. Güldü… Özgür bırak kelebekleri dedim, gizli gizli yaşanmaz!