HAZİRANDA DOĞMAK DA ZOR - 21.06.2023

157 kere okundu

Unuttuğum bildiğim ne varsa. Yağmur yağarken bir sabah, kahvaltı için evimin arka bahçesindeki domateslerden ve biberlerden toplamaya gitmişken. Bir daha geri dönemeyeceğimi bilmeden dolaşırken fidelerin arasında. Yeşilin kırmızıdan farkını umursamadan o kadar da… Unuttum bildiğim ne varsa. Evi unuttum. Yolunu unuttum evimin. Dönmek zorunda olduğum hatırıma bile gelmedi. Sorgulamadım ihtiyacını hissetmediklerimi. Henüz olgunlaşmamış domatesten ısırıklar kopara kopara uzaklaştım bildiğim şeylerden.

Tuzun da tadını öğrettiler bize şekerin de. Seçmek için fırsat da vermediler. Tuz da senin dediler şeker de. Tuza da sahip çıktık şekere de. Yaşamanın tadını öğrendik sonra. Olmaz dediler, günah dediler, ayıp dediler. Ne çok şey söylediler öğrendiklerimizi unutalım diye. Unuttuk ama hatırladık. Dinledik ama duymadık söylenilenleri. Küfürler savurduk içimizden tuza da şekere de. Öğrettikleri her şeye sözdük saydık. Sabah oldu sonra. Geceden kurduğumu saat çaldı ardı ardına. Uyanmadım ben. Uyanırsam bir daha uyuyamayacaktım. Nasıl da tatlıydı uyumak. Ve bir o kadar tadı tuzu yoktu saattin çıkardığı sesin. Tuz geldi aklıma ve şeker. Yine de direnemedim. Saat yedi olmamıştı daha.

Anlaması gerekmiyordu kimsenin. Zaten kim anladım dese aslında hiç de bahsettiklerimizden söz etmiyordu. Ağladığımız zamanlardan gülerek bahsediyordu. Kızıyordu bir diğeri umursamadıklarımıza. Umursadıklarımız zaten alıp başını gidiyordu bizi umursamadan. Tuzumuza şeker diyordu biri, diğeri su katıyordu pişmiş aşımıza. Herkes anlıyordu herkesi ve hiç kimse anlamıyordu hiç kimseyi. Tokat gibi cümleler geçiyordu içimden ama biliyordum çıkardığım ses kadar yoktu hükmüm. Anladım ki kalabalık ta ziyadesiyle sıkılmıştı benden. Dünya sadece benim etrafımda dönen bir gürültülü kalabalık değildi.

Sonra hatırladım unuttuklarımı. Evi hatırladım. Evden çıkıp denize doğru yürüdüğümü. Yüzümü okşayıp geçen sabah meltemini hatırladım. O saatte niye dışarıda olduğum geldi aklıma. En çok babam severdi biberi, ondan öğrenmiştim ben de. Bir zaman kahramanı olur babalar çocuklarının. Sonra ölür o kahramanlar. Kahramanlık ölümlü bir müessesedir zaten neticede. Ama kimse neticeyi umursamaz yolun başında. Ben yolun ortasında gördüm sanıyordum sonunu. Son dediğim de herkese aynı hikâye. Bakmayın kendimizi ayırdığımıza diğerlerinden. Ne kadar çok benziyoruz aslında sevmediklerimize. Üç beş süslü cümle aklamıyor kimseyi kimsede. Değişen bir şey olmuyor cephelerin ikisinde de. Doğu yine anlam veremiyor olup bitene. Yanlış diyor her aklı ermediğine. Batı ise hep başka alemlerde. Beğenmiyor doğuyu içten içe. Ama ne kadar çırpınsa da kendi de çıkamıyor düze.

İlk nerde mutlu olduysa oraya gitmek istiyor insan günün sonunda. Unuttuklarını hatırlamak istiyor. Kaybettiklerini geri kazanmak. Usulca seyretmek istiyor olanı biteni. Ne kal diyor gidene, ne de şaşırıyor ansızın çıkıp gelene. Sonrası malum zaten. Akşam oluyor, herkes çekiliyor evine. Kimi memnun halinden, kimi umudunu kesmiş kendinden.