BEDEL - 2.06.2024

107 kere okundu

Suyuna gittiğiniz insanların size katlanmasından ibaret bir dünya bu. Daha fazlası kesinlikle değil ama daha azı olabilir. Size katlanmaktan vazgeçebilirler. Daha katlanılır birisini bulmuşlardır belki ya da artık onları eğlendirmiyorsunuzdur. Sevildiğinizi mi zannediyorsunuz. Onların istediği gibi birisi olmaktan vazgeçin ve görün neler olacak. Önce sizi uyaracaklar, iyiliğinizi istediklerini söyleyecekler. Vazgeç bu davranışlardan, doğrusu bu değil diyecekler. Sonra keskinleşecek cümleleri. Yanağınızı okşayan eller tokat olup inecek suratınıza. Oysa aynı insansınız. Tek yaptığınız onların olmasını istediğiniz kişi olmaktan vazgeçip kendi doğru bulduğunuzu yaşamak. Herkes seni değiştirmek ister ama kimse kendini değiştirmek istemez. Bu katlanılmaz bir durum. Sıradan biri olup toplumda sivrilmemelisin. O senin için bir şeylerden vazgeçiyorsa bunun bir bedeli var ve bunu sen ödeyeceksin. Sen de vazgeçeceksin bir şeylerden. Çünkü her şeyin bir karşılığı var, her şey ticaretten ibaret; ruhunu satarak arkadaşlıklar edinebilirsin.

KAHROLSUN KAPİTALİZM - 5.06.2024

118 kere okundu

Özgür bir toplumda yaşamıyoruz! Çok haklısınız. Peki siz var olan özgürlüğünüzü genişletmeye mi yoksa var olan hareket alanınızı da daraltmaya mı oynuyorsunuz. En yeni arabayı almak gayretinde misiniz altınızda işinizi gören bir araba varken. On tane pantolonunuz varken on birincinin peşinde misiniz? Hayal ettiğiniz tatil en lüks otellerde mi? Şu dünyada dikili bir taşım olsun diye değerinin çok daha üzerinde evlere sahip olmak için eşek gibi çalışıyor musunuz? Elinizdeki, cebinizdeki işinizi gördüğü halde daha iyi telefonlar, daha iyi tabletler, bilgisayarlar peşinde misiniz? Evet kesinlikle haklısınız. Bunların hepsi hakkınız. Telefonunuz var, arabanız da, eviniz de var; olsun da... Peki kaç kez tiyatroya, baleye ya da operaya gittini?. Kaç kitap okudunuz? Hangi sosyal sorumluluk projelerinde görev alıyorsunuz? Onlara zaman mı bulamıyorsunuz! Anlıyorum… Özgür müsünüz cidden, yoksa tam da kapitalizmin istediği noktaya mı gelmişsiniz. Hani şu nefes almadan eleştirdiğiniz düzenin bile isteye kölesi misiniz? Ama eleştiriyorsunuz… O zaman sorun yok, eleştirerek Apple’ı da iflas ettireceksiniz belli ki, Tesla’yı da, zincir otelleri de. Ben de çok devrimciyim ama inanmazsınız diye anlatmıyorum!

YAŞMAKÇIK KUŞLARI - 23.06.2024

126 kere okundu

Niye hep sana geliyorum biliyor musun? Sen varsın çünkü sadece; güneş senle doğuyor, çayımın demi sensin, işe giderken yürüdüğüm sokak senden bahsediyor. Akşama kadar sensin hep; çalan telefon sen, radyodaki şarkı sen, bahçedeki söğüdün gölgesi sen, akrep sen, yelkovan sen, hep sen. Niye hep sana geliyorum biliyor musun? Ben bilmiyorum!

Bira söyledim kendime, sende al bir tane. Biliyorum içmezsin, ben de içmem biliyorsun. Ama hep yaptığımı şeyleri yapıyoruz, bir kerecik olsun başka türlü yapalım. Belki kesişir yolumuz. Hep ekim kasım, hep bir hüzün; nisanı var bu hayatın, mayısı var. O kadar yoksun ki, yokluğunu koyacak yerim kalmadı.

Sabahın ilk ışıkları; erik ağacının yaprakları salınıyor camın diğer tarafında, kuşlar erkenci. Şehrin ışıkları gün ışığına teslim olur birazdan. Deniz köpürür, yağmur yağar, hava soğur. Yokluğun kara bir sis gibi kaplar her yanı. Yolumu bulmak için seslere kulak veririm. Sesin gelmez, yolum görünmez, içimde koca bir adam ne vardı büyüyecek der. Niye sana geliyorum hep biliyor musun? Ben bilmiyorum!

Sonra gürültücü bir kalabalık peydahlanır. Sen de içlerindesin. Keyfin yerinde, eş dost ne de iyi anlaşıyorsunuz. Bu böyle midir hep, böyle mi olmalıdır. Benim aklım almaz, koca bir denizdir sensizlik, kıyısında ben. Yüzme bilmiyorum sanırım. Yoksa her seferinde gelip niye kenarında durayım. Gülüşmeler arttıkça sığmaz içim içime. Konuşmasını bilmiyorum ben, susmak da çok zor geliyor. Sen gelmiyorsun ayrılıp kalabalıktan. Ben kıyıda köşede; gidemiyorum da…

Ki sen diyor bu sen isen özür dilerim, bilmeden sevdim. Kafka’ya inat seviyorum seni. Bile bile seviyorum. Ümidimin kolu kanadı kırık, sen ise gönülsüz yudumluyorsun biranı. Biliyorum birayı sevmezsin. Ben de sevmiyorum ama bilmiyorsun sen. Bilmediğin ne çok şey var benim hakkımda. Bilsen sen de severdin belki. Konuşsam faydası olur mu onu da ben bilmiyorum. İçten içe bahçedeki söğüdün gölgesinde saklıyorum ümidimi. Dalına yaşmakçık kuşları konuyor. Bir o zaman ümidim yeşeriyor. Ama sonra onlar da uçup gidiyor. Niye hep sana geliyorum biliyor musun? Ben bilmiyorum!