00:06 - çekiç ve çivi - 1.06.2010

0 kere okundu
     Doğru diyor başbakan, hep yanına kar kalıyor İsrail’in yaptığı. Bir başkası elinde sadece çekiç olan her şeyi çivi zanneder diye ekliyor. Herkes bir şeyler diyor, herkes tespitler yapıp fikirler yürütüyor. Gönül ister birileri haddini bildirsin hadsiz İsrail’e, diğerlerinin de insan olduğunu anladığı dilden anlatsın. Üstelik bu biz olalım diye ısrar ediyor aynı gönül. Ama akıl bozuyor büyüyü, ekonomik dengeler diyor, küresel ekonomi diyor, Yahudi lobisi Amerika baskısı diyor. Akıl gönlün içine ediyor.  
     PKK dedikleri hayvan sürüsü de ayrı bir zırıltı, hayvan dediğime bakmayın kurban da kesilmezler, Bismil değil cenabetlerin leşi. Domuzdan, eşekte, attan bile sucuk salam yapıyorlar memleketimde, bu hayvanların etini ancak kuzgunlar yer dağ başında leş niyetine. Hoşgörülü olalım İzmir, hoşgörülü olalım Mersin, hoşgörülü olalım Ankara… Siz hoş görün, sevin insanı size mermi atsa da, ben hayvanla hayvan olmayı seçiyorum.
     Pek dünya meselesi yazmam bu sayfada ama ortam gergin ve ister istemez gününüzün bir bölümünü kaplıyor bu meseleler.
     Yine görüşme odasına çağırıldım, ikinci dönem beş mi oldu altı mı bilemedim. Zevk almaya başladım bu işten, heyecan genç tutuyor insanı.
     Dün gece Nakkaştepe Rakkas vardı menüde. Karacan’ın mezuniyet töreni için akşamın altısında çıktık yola, eve döndüğümüzde saat 1 olmuştu. Önce sıkıcı olsa da ortam, ilerleyen saatlerde ayaklarımız piste değince renk geldi gönlümüze.

12:42 - gözüm yanıyor - 3.06.2010

0 kere okundu
     Herkes salmış durumda, ne öğrencilerin ders dinleyesi ne de öğretmenlerin ders anlatası var… 9 kişi gelmiş sınıfımdan, 4 saat ders yapıp uçacağım havaalanına doğru. Tuğrul Araz’ın iş yerini ziyaret edeceğim. Dün mail atmıştım nüfus kâğıdımı, giriş için valilikten izin alınacaktı.
     Dün pantolonumu Boyner’e ayakkabımı Nike’a verdim hoşnutsuzluklarımın giderilmesi için. Ayakkabılarımın kenarını dikiş yerinden kesip patlamış süsü vermiştim 2 gün önce. Birazcık toprağa sürtüp eskimiş havası da verince eyleme hazır hale geldiler. Umarım geri alırlar ayakkabıları da farklı bir çift alırım. Yoksa bir tarafımda patlayacak 150 lira.
     Dün akşam balık yaptım birkaç ay aradan sonra, özlemişim derya kuzularını, 3 tane uskumru alıp mısır unu ile kızarttım, çoban salatası eşliğinde balkon sefası yaptım.
    12-B´nin koca kafalı kızları mezuniyete gelin hocam dediler, peki dedim.
     Göz çevrelerinin kırışıklığını azaltmak için krem kullanıyorum ama meret gözümü yakıyor. Bir dolu para verdiğimden boşa gidecek diye yıkayamıyorum da. Çok gözüm yanıyor çoooookkk.

23:07 - bilişim ve muhasebe - 5.06.2010

0 kere okundu
     Cumartesi ve pazarı bana bağışlayanlardan Allah razı olsun. Okul bitti bitecek, dershane zaten bitti, düğün ve o kıvamdaki eğlence adı altındaki stres toplarının mevsimi de bitince al sana koca bir yaz. Koca bir yaz dedimse aldanmasın kimse, 15 Temmuza kadar okuldayız, 20 ağustosta da sene başı toplantısı var. Yani 35 gün tatilimiz var bilinenin aksine, 3 ay falan değil. Hem 3 ay olsa ne olacak, işe yaramaz insanlar öğretmenler fazla tatil yapıyor dedi diye vicdan azabı mı çekeceğim. Doğurup en ufak bir şey öğretmedikleri çocuklarına bekçilik yapıyorum aylarca. Üç ayda bile kendime gelemiyorum ya neyse… Bu arada iyi öğrencilerimiz de var ama 1 kötü 20 iyiye bedel oluyor bu zamanda ne yazık.
     Yarın akşama kadar uyumayan top olsun anasını satayım, bu gece de sabaha kadar film seyredip tıkınmayana da aynı tarife…
     Bizim okulda muhasebe ve bilişim teknolojileri adı altında 2 bölüm var. Bazı arkadaşlar nedense suni bir gerilim yaratma çabasındalar ve bunu öğrencilere de yansıtmaktalar. Yok efendim bilişim bölümü muhasebe grubunu hor görmekte aşağılamakta. Yahu kardeşim koca kafanın koca kafadan farkı mı olur, biz çocukları pastayla besliyoruz da muhasebeciler bayat ekmek mi yediriyorlar. Öğrenci öğrencidir ister bilişim bölümünü seçsin isterse muhasebe. Elbette fark vardır insanlar arasında ama bu seçtikleri ya da okudukları bölümlerden değil bizzat kişinin kendisinden kaynaklanır. Kafa kalın olunca ister muhasebe okusun ister bilişim ya da ister muhasebe okutsun isterse bilişim fark yaratır insanoğlu.  Söylemeden geçemeyeceğim bu arada, Burak hoca alabildiğine cahil gönüller hoş olsun diye ve cehalet mutluluk getirir cahillik iyi bir şey sansınlar diye. Ama kimi kandıracağım ben şimdi etraf üstün zekâlı canlı ile doluyken.  
     Dünya düz canlarım benim aklınızda ola.

18.56 - yer Nanna, durum yağmur tatili - 7.06.2010

0 kere okundu
     BTT sınavı yaptık hafiften çaktırılmış soruların nezaretinde. 10 C sınıfı yüz aldık diyordu sınavdan sonra. Onlar yüz alırsa diğer sınıflar da en az 120-130 alması gerek. Malum, 10 C keyif sınıfı, derslerle aralarında soğukluk var biraz.
     Adamlar tutmuş okulu tatil etmiş yağmur gelecek, sel olacak diye. Yahu burası metropol, yağmur yağsa çok çok trafik aksar, neden tatil edersin okulu, bari çocukları ece kapatalım her gün, başlarına birşey gelirse nice olur halimiz. Hem ne akla hizmet kaçarsın Allah’ın rahmetinden, rahmeti lanet zannetmek nasıl bir aklın ürünüdür. Gerçi yağmur yağmayarak madara etti birilerini ama kimin umurunda. Millet alışmış sebepli sebepsiz yatmaya, alan memnun satan zaten işin ticaretinde…
     12. sınıfların mezuniyeti var, duş alıp üzerime bir kot bir tişört geçirip Nanna’ya geçeceğim. Eğlenecek koca kafalılar, Elif ve Ecem’in gönlü olsun diye de rahatımı bozacağım.
     Yıllıklar geldi bugün, onca mızmızlanmalarına rağmen iyi ki diretip yıllık yaptırmışız koca kafalılara, çok güzel olmuşlar.

23.35 - güzel bir mezuniyet gecesi - 8.06.2010

0 kere okundu
     Geçerken Özer aldı beni, vali amcanın dediği yağmur akşam saatlerine yetişebilmişti. Biraz ıslanarak salona attık gövdemizi, gece başlamadan sıkılmış ruhumuzla. Bizden bir süre sonra Aziz ve “arkadaşı”, ardından da berberden yeni çıkmış Ömer geldi.
     Sesi fena olmayan bir teyze ve ritmi bozuk bir amcanın müzikleri eşliğinde bebeler dans etmeye başladı. Sıranın bana gelmemesi için dua ediyordum ki Ecem geldi hocam dans diye, ardından Elif… Dans etmeyi bilmediğimi söylemenin anlamı yoktu kalkıp salınmaya başladık. Tüm öğrenciler ile ilgilenmeye çalışsam da bazı cadıların elinden kurtulmak kolay olmadı. Çoğu dans etmeyi bilmeyen bir dolu koca kafayla birlikte gece yarısına kadar tepindik durduk.
     2. dans için bekleyen koca kafalı Elif’in gönlünü almak zor, Gamze’ye ayak uydurmak ise kolay olmadı. Ecem ayrı bir şekerdi hanım hanımcık tavırları ile,  fötr şapkası ve Semih gecenin en karizmatik ikilisiydi. Kızlarımızın hepsi ayrı bir güzel,  hepsi ayrı bir heyecan içerisindeydi. Erkekler ise henüz olayın farkında değil sanırım ama on yıl sonra iş işten geçmiş olacak koca kafalar, Burak hoca demişti dersiniz. En  oynakları ise poposu yerinde durmayan Özer hocaydı nedense. Tarım bakanlığına bağlı koca kafaların sahilde sakız çiğnemeye gitmeleri de gecenin tadını kaçırabilecek ama dozunda bırakıldığı için renk veren bir ayrıntısıydı.
     Gitmeyi düşünmüyordum geceye ama Ecem ve Elif’in ısrarından ve benim de fikrimi değiştirmemden dolayı gittim, iyiki de gittim. Benim için çok büyük anlamı olmasa da çocuklar için ömürde bir kez yaşayacakları gecede yanlarında olmak kimseye bir şey kaybettirmezdi, keşke diğer hocalar da gelselerdi…
     Gece bitince yağmurda yürüyerek eve geldim, biraz film seyredeyim diye bilgisayarı açmıştım, sonrası sabah avazı çıktığı kadar öten çalar saat…

13:33 - okul web - 9.06.2010

0 kere okundu
     Sıkıldım anasını satayım, işim gücüm bitmiş okul web sayfasıyla uğraşıyorum sabahtan beri... Meret sürekli hata veriyor, düzeltemedim gitti. Şerafettinim kara kuşum da kaçıyor haklı olarak. Eve gitmek istiyorum..

00.00 - sihirli dokunuş - 10.06.2010

0 kere okundu
     Kolesterol nedir bilmem ama kilom artınca bel fıtığım şımarıyor diye fazla yememeye çalışıyorum. Ama canım çekti arkadaş, gittim Burger King amcadan hamburger aldım, doldurdum içini mayonez ketçap, yuvarladım gitti. Hani eski bir şarkıda der ya diğer bir amcam, rakı içenler öldü de su içen ölmedi mi?
     Okulun web sayfası tırı vırı oldu, çıkamadım işin içinden, akışına bıraktım.
     Nüfus kâğıdımı kaybetmiştim, aramıştı kalın sesli bir teyze, Birkan ben, nüfus kâğıdınız Sihirli Dokunuş güzellik merkezinde demişti. İki gündür cesaretimi toplayıp gidememiştim, hatta Ömerle karar vermiştik Özer gitsin diye. Bugün gittim aldım, her şey normaldi ve hala sağlamım sevgili zümrem, yanlış anlama olmasın lütfen…
     Koca kafalıları da dâhil 12. sınıflar okula gelmiyor artık, arada bazısı uğrayıp yıllık alıyor sadece, darısı diğerlerinin başına… Sıfır öğrencili okullar açılsın istiyorum, o okulda öğretmen olmak istiyorum, yırttığım ayakkabıların Nike tarafından değiştirilmesini, Trabzonspor’un şampiyon olmasını, benim eve giren hırsızın Kartal sahiline düşmesini istiyorum. Bir de tekrar yağmur yağsa hiç fena olmaz, oldu olacak annem de burada olsun…
     Her şey bir yana, nasıl kaldın üç dersimden birden Tümay evladım “yaaaaaaa”.Çok üzüldüm çooooooookk.

09.00 - ... - 11.06.2010

0 kere okundu
     Sadece benim dersimden kalan öğrenciler pazartesi gününe kadar durumlarını bana bildirirse notlarını yeniden gözden geçirebilirim...

01.48 - sıpanın veda turları - 12.06.2010

0 kere okundu
     Bilirsiniz erkek erkeğe içmekten, bir şeyler yapmaktan hoşlanmam. Bu akşam sıpa için istisna yatım ve yemeğe gittim benden önce Nihat ve Alper yerlerini alış, kavun ve peynir eşliğinde rakı yudumluyorlardı.  Benim ardımdan Baba Arif, daha sonra Fikret Memişoğlu ve Serhan, son olarak da Toşi katıldı aramıza. İçkilerimizi yudumlarken havadan sudan bahsettik, biraz gülüşüp biraz futbol konuştuk. Kaburga kebabının tadına baktıktan sonra künefe ile kapattık geceyi. Ardından Nihat ile Aysu’ya geçip birkaç lak lak ettik.
     Bizim Aysu çocuk istemiyor, yahu o kadar sevimli bir çocuğun olacak ve ikincisini istemeyeceksin.  Tam dayaklık aslında ama bizim Nihat seviyor, kıyamıyor. Gerçi Aysu da cadının teki nuh der peygamber demez cinsten.
     Yarın öğlen nikâh akşam da yemek var, son 1 aydır hareketlenen gece hayatım bu akşam ve yarın akşam devam ediyor.
     10C sınıfı ile ikinci pikniğimizi yaptık bugün. Geçen ki sefer öğretmen olarak sadece ben vardım, bugün Ömer, Umutcan ve Hacer Hoca da vardı. Her zamanki gibi en çok ben yedim.  Her ne kadar ders durumları pek hoşuma gitmese de hem eğlenceli hem saygılı bir sınıf. Koca kafalı Merve en saygılı öğrencim, biraz daha çalışsa melek bile olabilir…

20.41 - wik wik wik ve wik - 13.06.2010

0 kere okundu
     Bir güzel eğlendik Wik Wik’in düğününde, hem içtik, hem oynadık hem de muhabbetin dibine vurduk. Masa Yarımca günlerinden arkadaşlardan oluşuyordu, Norveç’ten balıkçımız, İzmir’den Menderesimiz vardı…
     Tolga ve Didem ile kuruyemiş yiyerek başlayan gece anason kokulu terimizin ıslattığı gömleklerimizle son buldu.
     Baba Arif ve kardeşini bile oynattık, her ne kadar çayda çırayı bilmeyen koca kafalı bir müzisyenimiz olsa da ritmi yakalamakta fena değildi. O çaldı biz tepindik, biz tepindik o çaldı gecenin on ikisine kadar.
     Fikret ayrı bir yakışıklı, Deniz ayrı bir güzeldi… 11 yıl önce tanıştığımızda henüz sıpa olan kardeşim Fikret evliliği harika bir şey sanarak gece boyu güldü. Kim bilir belki de haklıdır, hatta umarım haklıdır ve yine umarım ömrünce mutlu olur Denizinde…

10.30 - yaş 35 oldu vesselam... - 16.06.2010

0 kere okundu
     Bilir beni tanıyanlar özel günlerden hoşlanmam, doğum günleri de bunlardan biri… Pazartesi gecesi İzmit’ten başlayan tebrikler bu sabah Trabzon’a kadar sürdü. Şikâyetçi değilim ama gelecek yıl bu kadar sosyal bir doğum günü geçirmemek için ayarlamalar yapacağım kesinlikle.
     Konya´dan Hünkare Çöllü ve Keriman Keskin hocamlar aradı, 2 yıldır görüşmemiştik oysa, hem şaşırdım hem de mutlu oldum.  Konya´dan bir başka dost daha arayıp kutladı doğum günümü, teşekkürler…
     Merve ve Esra geldiler öğleden sonra, seveceğim bir hediye ile birlikte üstelik… Teşekkürler koca kafalılar…
     Laboratuarda otururken yan tarafa, bölüm odasına geçtim, koca kafalı Elif pastaya mum dikiyordu…  Geri dönüp 5 dakika sonra geldim ve Ecem ile Elif’in pastasının mumlarını söndürdüm… Hiç hoşlanmadığım bir durum olsa da her şeye rağmen sevildiğini bilmek mutlu ediyor insanı… Teşekkürler Ecem, teşekkürler Elif…
     Okul çıkışı Beşiktaş’a geçtim, gittiğim yerde uzun süredir sabrettiğim bir kadını istemeye istemeye de olsa tepeledim. Benim adım Salim Sarımehmetoğlu ve birisi ukalalık yapacaksa bu kişinin benim olmam gerekliliği konusunda defom var… Üstelik ukalalık yaptığın tırı vırı bir konudan sonra da neden dalga geçiyorsunuz diyeceksin, hak etmişsindir canım benim, yoksa neden senle dalga geçeyim. Hem dalga geçmek dışındaki seçenek tepelemek olur ki buna katlanabileceğini sanmıyorum…
     Akşam Şenol Kolcuoğlu’nda yemek yedik, eşek yüküyle meze ve salata… Ömer önermişti, çok iyi demişti ama bu iyiden de öte oldu. Masaya gelenlerin yarısını yiyemedik, içimde kaldı çöpe gidenler… Gece minik bir pasta daha üfledim, her ne kadar mumları yakan beceriksiz olsa da pastanın tadı güzeldi…
     Yaş 35 oldu vesselam, doğduğumdan beri yaşamaktayım…

17.00 - yaz tatili :-( - 16.06.2010

0 kere okundu
     Sıcak bunaltıcı seviyede ve ne yazık ki İstanbul’da olmak zorundayım.
     Pendiğe gittim, dershaneye, bütünleme döneminde dersim varmış. Bu da demek oluyor ki İstanbul’dan ayrılamayacağım, Trabzon’a gidemeyeceğim…
     Sevmedim bu günü…

19:.04 - Kütahya´nın pınarları - 17.06.2010

0 kere okundu
     Ammam amman Vehbi’m öyle böyle olur mu?
     Ah ben ölürsem dünya sana kalır mı?
     Kalmaz be Vehbi’m, ne sana kalır bu dünya ne de bana… Yaş oldu 35, tıkıldım kaldım moloz yığınları içine, nereye baksam yıkıntı, nereye baksam koca bir hiç… Kalmaz Vehbi’m ki kalacak bir şey de kalmadı zaten, sudan geçtik havadan geçtik, senden benden geçtik, geçecek bir şey kalmadı, denizi bitirdik Vehbi’m.
     Şimdi çıkıyorum Vehbi’m, döneceğim bekle beni, dönülesi yerlere gidiyorum, işim var onun için gidiyorum, yoksa gitmem zorunluluktan gidiyorum… Ölsem gözüm arkada kalmaz Vehbi’m, yapılacak her şey yapılmamış olsa da yapılacak bir şey yokmuş gibi gidiyorum… Öğretmediler bize sevmeyi, umursamamayı öğrenmeyi seçtik Vehbi’m, bir yoldur uzar gider… Öğrendik ve yaşıyoruz, yürüyor ve yeniden öğreniyoruz, her seferinde kolayımıza geleni seçiyoruz…
     Böyle işte Vehbi’m, doğu cephesi yine sefasında ki o sefa derme çatma baraka kıvamında.  Dedim ya gidiyorum diye, el salla bana, arkamdan su dök yollara, döneceğim çünkü. Gidecek daha iyi yerim yok Vehbi’m, en güzel yer burası çıkıyor her seferinde her ne kadar kahve telvesine bel bağlamasam da…

16.06 - dünyayı kurtaran adama saygılarımla - 19.06.2010

0 kere okundu
     Bu yıl da bitirdik okulu, bir okul yılı daha geçti ömrümüzden ve yine mezun ettik bir dolu koca kafayı…
     Üst sınıfa çıkanlar için çok fazla şey ifade etmese de mezun olanlar için bir dönemin bitişi demekti mezuniyet… Bazısında sevinç, bazısında hüzün, bazısı da ise gözyaşı vardı… Ecem tutamadı gözyaşlarını akışına bıraktı suyu ve ağladıkça sevimli oldu annesinden ayrılan çocuklar gibi… Herkeste bir vedalaşma sevdası, olayı büyütme isteği… Sevgili koca kafalar, gurbete gitmiyorsunuz ki, çoğunuz kaldı üstelik, sınavlarda görüşeceğiz. Geçenlerle ise Maltepe sokaklarında karşılaşıp hal hatır soracağız birbirimize.
     Dün karşıya geçtim, abime bir şeyler almak için… Sıcak bunaltır oldu, en iyisi evden çıkmamak, oturup karpuz  yemek, soğuk su içmek sonbahara kadar…
     Sabah sınavdan sonra Ertan ile buluştum, birlikte yemek yiyip bir şeyler içtik.
     Dün bendeniz “talancı”nın canını sıktı 2 ayrı koltuk sahibi 2 ayrı zamanda. Birine sevgimden, diğerine huzur bozmamak için ses çıkarmadım. Ama kayıt altına aldım her ihtimale karşın, sonbahara  kışa sakladım siranderimde... Küçük yerlerin büyük adamlığına soyunmak harika bir şey olsa gerek ama kral bile olsa soyununca çıplak kalıyor insan. Okuyan bilir, çocuklar kralın çıplak olduğunu söylemekten çekinmez. Kalabalıkta çıplak olduğunu anlayınca, üzüm yaprağı bulma telaşıyla güldürmek var dostu düşmanı… Ben nasıl susuyorsam bazen haklı olsan bile  susmayı bileceksin canım benim, bağırınca kaos çıkar zira ve tanıyanlar bilir sevilesi bir durumdur güncemde kaos. An gelir soda kıvamında gazımı alır cümleler, demedi demeyin emi özür borçlular…
     Trabzon’a gitmem gerek, işler var yapılması gereken damdan kavaktan...

23.10 - çok salakça... - 20.06.2010

0 kere okundu
     Gece yattım, sabah kalktım, kahvaltıda mantı yedim, sonra zıbaracaktım ki aklıma Emine’nin nikâhı geldi. Bekledim, saat dolunca üstümü giyinip çıktım, yağmur yağıyordu ve hava kötüydü ama Kartal yakındı, nikâh müdürlüğü de…
     Öyle işte, bundan ibaret, şimdi salonda oturmuş film seyrediyorum. Koşacaktım güya, lafa tuttu bir eşek vazgeçtim dışarı çıkmaktan…
     Facebook denen mereti kapatayım iyisi mi, şehir çöplüğü gibi oldu. Aptal aptal bir dolu şey, zaten kafam fazla çalışmıyor olanı da abuk subuk meşgalelerde kaybetmeyeyim.
     Karpuz kestim, salatalık yedim,  Tamer ile konuştum, annem gelecek misin diye sordu, babam benim numaramı görmese açmayacakmış telefonu, annem sekreteri yapmış adamı,  ulaşmak isteyen ondan bağlanıyor…
     Yarın pazartesi, çok salakça…

11.38 - bıdı bıdı... - 22.06.2010

0 kere okundu
    Okul koca kafalı dolu, kaldıkları derslerden sınava girecekler. Aman hocam ne çıkar sınavda diyorlar, ne çıkacak canım evladım 3 çıkar 1 çıkar çalışmayana, çalışana ne çıktığının önemi yok.
    Oturmuş konuşuyor koca kafa, yok üniversite okuyacakmış, yok özel okulda öğretmen olacakmış, çalışacakmış, uyuyacakmış, uyanamayacakmış… Avanak Abdi…
    Dün gece bir eğlendik bir eğlendik değmeyin keyfimize… Sanırım bende bir defo var, eğlenmedim pek, evde malak gibi yatsaydım da olurdu sanırım. Suyu sevmeyen adam denizde mutlu olmuyor vesselam her ne kadar balla börekle besleniyor olsa da.

10.32 - hayat denen şey - 23.06.2010

0 kere okundu
     Hayat böyle bir şey işte sevgili kardeşim, küçük şeyler can sıkıyor… Eğer oturup adam gibi konuşamazsak insanlık dışına çıkmak zorunda kalıyoruz, üstelik iki günlük dünya, yüz yüze bakmak var, ölmek var kalmak var…
     Değer diyorsan iki günlük dünyada yola devam, herkes bildiğini yapsın, yok değmez diyorsan otur kimle sorunun varsa hallet. Bir sen bil bir o bilsin, söz ne dağ başlarına çıksın ne de şehrin kuytularına insin. Dilin kemiği yok zira konuşmak kolay, zor olan pişman olduktan sonra yaşananlar.
     Tehtid demişsin, gönül koymuşsun… Kardeş sayılırız diye başladığım sözü tehtidle bitirmem çok akıllıca olmaz sanırım, olacakları söyledim, durum tespiti yaptım ben anlayana. Canımın canını sıkarsan benimkini de sık derim, canım benim derim.
     Umarım yolunu bulacağını söylediğin su, önüne çıkanı silip süpürmez yol bulacağım derken. Kalpler kırılınca eşeklik ettim demenin anlamı kalmıyor ne yazık, senin için de karşındaki içinde.

14.34 - çiğ tavuklara ölüm - 24.06.2010

0 kere okundu
     Uykusuzdum 2 gündür, alabildiğince uyudum, tadını çıkarttım bu sabah.
     Pazartesi akşamı Ömer ile koşacaktık ama yağmura yenik düştü planımız. Telefon çaldı kapıdayım aç dedi, geldi oturdu balkona açtı bilgisayarını, yudumladı çayını. Her şey iyi güzel de üstten gelen duman kaçırdı huzurumuzu, mangalda tavuk… Ulan sığırlar balkonda mangal mı yapılırmış, düşürdünüz dibimizi. Aradık Özer’i al mangalı gel diye, tamam dedi geliyorum dedi, gelmedi. Aradığımızda saat dokuzdu, beyimiz onbirde Akçaabat köftesiyle geldi. Yemekten kalktığımızda saat gece yarısını geçmişti. Gece 2 gibi Ömer, sabah beş gibi de Özer gitti.
     Dün Cansu geldi Trabzon’dan, tahkim kurulunda davası varmış. Önce Levent’de buluşup yemek yedik ardından ben Beşiktaş’a o İstinye’ye yöneldi. Akşam tekrar buluştuğumuzda saat 7 olmuştu. Ortaköy’e geçip akşam yemeği olayını hallettik. Ardından Taksim ve ardından Atatürk havaalanı…  Şaka maka Cansu aileden birisiymiş gibi gelmeye başladı. Abimi aldı yetmezmiş gibi gönlümüzü de almaya başladı, hadi hayırlısı.
     Bir sığır öğrencim -ki geçebileceğine pek olanak tanımıyorum yıl içerisindeki performansına bakarak- okula gelecek onu ders çalıştırmam için. Bu saate kadar gez sonra okula gel, iyi de şimdi de benim keyfim istemiyor, üstelik evde yatıyorum… Ah şu hatır uğruna yenen çiğ tavuklar…

08.22 - sınav var - 26.06.2010

0 kere okundu
    Bebeler üniversite sınavına girecek, kalktım sabah sabah. Dokuzda okulda olmam gerekiyor, sanırım onikeden önce biter işim, tutarım evi yolunu.
     İki gündür yataktan çıkmıyorum, eve gelince direkt yatağa atıyorum gövdemi, birkaç film seyrediyorum ardı ardına. Özer ve Ömer ile koştum Perşembe günü, dün Ömer ile yürüdük. Sağlıklı yaşam için akşam sporu…
     Dün tam gece yarısı bir mesaj zaman doldu diye, sanırım yanlışlıkla bana geldi. Eğer dediğin gibiyse bırakıp kalemi kağıdı arkama yaslanayım canım benim, zaten yoruldum konuşmaktan, öptüm tombik yanaklarından.
     Şu duman yapmayan mangallar var ya, hani altına su koyuyorsun falan, hikaye hepsi, yalan dolan. Anam ağladı evdeki dumanı çıkarana kadar, komşuların itfaiye çağırmadığına şükretmeliyim…

18.50 - oley oley oleeeeeeeyyyyy - 26.06.2010

0 kere okundu
     İçimde ki kemençenin telleri koptu kopacak… Tik oynayın uşaklar tik… Ha uşak ha, ha uşak ha…

10.23 - son kullanma tarihi geçmiş kafam - 28.06.2010

0 kere okundu
     Çam geldi, sabah geldi, hoş geldi sefa geldi, dönecek birkaç güne… Sabah inmiş İstanbul’a,  altı buçukta çaldı telefonum, kapıdayım dedi, açtım girdi, misafirim dedi, zıbar yat dedim, sittir dedi…  Yeni ev arkadaşım, Hale şubat ayında eş durumundan tayin isteyecek, o zamana kadar katlanacağız birbirimize, sanırım o bana daha fazla katlanacak, geçimsiz adamımdır vesselam…
     BT Akademi’ye gitmeyi düşünüyorum bugün, temmuz ortasında açılacak kursa kayıt yaptıracağım. Oldum olası sevmediğim programlama işine başlayacağım para için. Gerçi sadece para için de değil, bilgisayar öğretmeniyiz ya kâğıt üzerinde, yarayacak işime sanırım…
     Sabah kalktım okula geldim sınavım vardır diye, liste elimde olmadığından tam tarihleri bilmiyordum… Netice olarak atan bir karşılayan sıfır, yarınmış sınavım. Bugün sap gibi sürüp okula geldim, koca kafama Allah akıl versin.
     Dün gece telefonumu kaybettim evde, şakasını yapıyorum sık sık ama şu unutkanlık olayı eşeğin bir tarafına su kaçırdı iyice. İşime yaramayan koca kafayı neden taşıyayım ki omuzlarım üstünde. Bak işe yaramaz kafacığım, suyun ısınıyor, aklını başına al. Son pişmanlık fayda etmez, her ne kadar sevsem de seni, değiştirip saçlısını alırım bilesin. Çocuk oyuncağı mı bu, yakında beni unutacaksın bir yerlerde, ondan sonra ara da bul…
     Meryem geldi, saçlarından bahsetmek istemiyorum…

23.58 - erik hırsızı - 29.06.2010

0 kere okundu
     Yürüdüm gecenin onunda, tam 36 direk Bostancı’ya kadar, her direk elli metreden gidiş 1800 dönüş 1800 metre.  Dönüşte erik çaldım İdealtepe stadının yanında ki bir bahçeden. Koca kafalılar Amerikan futbolu oynuyor, öküz yavrusu gibi birbirlerine tos vuruyordular.
     Öğlen dişçiye gittim, sol üst dişlerden biri defo verdi, daha yeni yaptırmıştım, tadilatını yapıp gönderdi beni doktor teyze.
     Bir dolu koca kafa aynı anda sınava girdi, lise bir Türk edebiyatı. Ne işiniz var okulda bu kafayla, eğitimin kalitesini düşürmeye ne hakkınız var. Ya aklınızı kafanızda toplayın ya da pılınızı pırtınızı toplayıp adda gidin.
     Uydunetin kablosuz bağlantı olayını da çözmüşüm, kim tutar beni, yatmam gerek.