ASSOS AYAN OTEL - 20.08.2020

73 kere okundu

Bazı yerlerden bahsedilirken bahsedenin sesinde bir neşe vardır, heves vardır. Hakkında iyi bir şey söylemese de anlarsınız, iyidir orası, gidilesidir, görülesidir. Assos öyle bir yerdir. Çanakkale’nin aşağısında, sapada kalmış, gezmeyi seven birileri keşfetmemiş olsa kimsenin yolunun düşmeyeceği, kimsenin sakin bir coşkuyla bahsetmeyeceği bir yerdir. Coşkunun sakini nasıl olur demeyin, oluyormuş demek ki.

Berceste Otel denize yamaçtan bakan, Midilli’nin arka tarafını seyreden şirin ve mütevazı bir otel. Odaları otantik döşenmiş, Ege ortalamasına göre gayet temiz bir mekân. Sahibi sınıf öğretmeni olan otelin mutfağını da sahibinin çalıştığı okulun kantincisi idare ediyor. Çalışanların güler yüzü ve samimiyeti gözden kaçmıyor. Size müşteri değil de misafir olduğunuzu hissettiriyorlar. Akşam yemeği işletmeye ait meyhanede yenilebiliyor. Tabii ki ücret karşılığında. Meze çeşitleri yirmi lira. Yemekler kırk – altmış bandında seyrediyor. Ellilik rakının fiyatı yüz seksen beş lira. İstanbul’da gideceğiniz bir meyhaneden pahalı bir yer değil yani. Ama midilli manzarasını İstanbul’da bulmanız mümkün olmayabilir.

Denize girmek için iki üç dakikalık yol yapmanız gerekiyor. Sahil yolu boyunca uzanmış, birbirinin benzeri otellerde konaklayabilir, yine otellere ait olan iskelelerden denize girebilirsiniz. Berceste ’de kalıyorsanız şezlonglara adam başı otuz lira civarı bir ücret ödemek zorundasınız. Denizi sabahları süt liman olsa da öğleden sonra çıkan rüzgârla dalgalanabiliyor. Ama Karadeniz’in dalgalarıyla Ege’nin dalgalarını karıştırmamak gerek. Karadeniz’in dalgaları insanları bile korkuturken Ege’ninkiler ancak sabahları denizden su içen karıncaları uzaklaştırabiliyor. İskeleden bakınca irili ufaklı balık sürülerini seyredebiliyorsunuz. Tam emin değilim ama gördüğüm balıklardan bazıları kefale benziyordu. Kılıç ve sarpa yavruları bu civarın sakini olduğu için onlardan eminim.  Ne işleri var burada, niye o kadar yoldan sürüp gelmişler bilemedim. Gerçi buraların yerlisi de olabilirler. Balık konusunda iyi olsam da her denizi bilmem mümkün değil.

Assos Sivrice Koyunun sahil şeridindeki otellerden biri Ayan Otel. Yarım pansiyon hizmet veren mekanın işletmecisi ve çalışanları da Berceste’dekiler gibi sıcak ve samimi. Kahvaltıda melemen ve sucuklu yumurta için ek ücret talep etmeleri dışında yemekleri de temiz ve güzel. Otele ait iskelede güneşlenip denize girebiliyorsunuz. Bodrum ya da Alaçatı’daki gibi sipariş ettiğiniz lahmacuna üç yüz lira istemiyorlar. Gerçi lahmacun sipariş edene de rastlamadım hiç. Patates, bira ya da soğuk içecek… Boğazınıza düşkünseniz paçanga böreği ya da kabak çiçeği dolması da isteyebilirsiniz. Eze konusunda ortalama bir ayar tutturmuş göründüler bana. Koca bir tabak patatesin fiyatı sadece yirmi lira. Bira yirmi beş, soğuk içecekler sekiz lira. Tatil için pahalı bir yer değil Assos. Akşam yemeğinde orkinos şiş yerseniz pişman olmazsınız sanırım.

Ayan Otel’in odaları Berceste ’den daha temiz ve havadar. Berceste ‘de odalara buzdolabı ve televizyon konulmamış. Televizyonu anlarım da yaz günü buzdolabı olmaması çok uygun bir şey olmasa gerek diye düşünüyorum. Otantik havayı bozacağı düşünülmüş olabilir gerçi. Gideniniz varsa odaları gördüğünüzde ahşapla döşenmiş Safranbolu Konakları aklınıza gelecektir. Çoluk çocukla değil de aşk alevi henüz sönmemiş sevgiliyle gidilecek bir yer Berceste. Ayan Otel’e ise herkesle gidebilirsiniz.

İki otelin de müşterileri belli bir seviyenin üstünde insanlar. Parasal durumlarından bahsetmiyorum tabii ki, ceplerine bakmadım. Ama kültürel olarak oturmasını kalkmasını bilen, etrafını rahatsız etmeyen insanlar. Çocukları da kendilerine benziyor, onlar da fazla gürültü yapmıyorlar.

Kafasını dinlemek isteyen insanların gelebileceği sade bir koy Assos Sivrice Koyu. Çok büyük bir beklentiniz olmamalı gelirken. Benim vardı ve ilk gördüğümde tavsiye eden arkadaşları sevgiyle andım. Ama zamanla negatif izlenim pozitife dönmeye başladı. Çünkü kıyı otellerindeki kalabalık ve curcuna yok burada. Hele de Korona ile kapıştığımız bu zamanlarda tatil için harika bir seçenek. Koyda bir buçuk tane bakkal var. Bu bile ortamın mütevaziliğini anlatmak için yeterli sanırım.

Dün balıkçıların getirdiği kırk beş kiloluk orkinostan bahsederken otel sahibinin de balıktan anladığı gözlerden kaçmadı. Sardalye bile elli lira olmuş dedi. Balık mı tükendi pahalılık mı var anlamamış. Dün akşam yemekte kıraça vardı, sanırım bu akşam seçeneklerden biri orkinos. (orkinos şiş tavsiyesi yazıya sonradan eklenmiştir) Kılıç da olurmuş çokça ama bu sene sezon zayıf geçiyormuş. Karadenizli balıkçıların buralara uğramadığına dua edin dedim. Silip süpürürlerdi her şeyi, son kez ava çıkıyorlarmış gibi anasını danasını toplardılar balıkların, ne yuva bırakırdılar ne yumurta. Arada geliyorlar dedi koca koca teknelerle. Aç gözlülük sınır tanımıyor demek ki…

Diyeceğim o ki Assos öyle ahım şahım bir seçenek değil. Gürültüden ve curcunadan hoşlanan tiplerin özellikle de gençlerin pek uğramaması gereken bir yer. Hem tatilcileri rahatsız ederler hem de memnun kalmazlar. Behram Kale ve Assos Antik Tiyatro tarih meraklıları için görülebilecek yerler. Ben coğrafya ve edebiyat sevdiğim için pek itibar etmedim. Belki de sorun bendedir. Beğenmek konusunda sorunlarım olduğunu da göz ardı etmemek gerek. Ama kesin olarak söyleyebilirim ki Assos’u birilerine anlatırken gözümün içi parlamayacak.