İNSAN BİR EKSİK SÖZDÜR - 6.02.2022

1295 kere okundu

Herkes olabildiğince keyifliyken, anason kokarken mekân, müziğin sesi kahkahalara karışırken… Gece vakti, demini almışken eş dost. Vururken kadehler birbirine. Her şey olması istendiği gibiyken yani. Dekor olarak kullanılan tek teli kopuk gitarın altına sıkıştırılmış kitaplara rastladım. Şükrü Erbaş yazıyordu mor bir kapağın sağ üst tarafına. Sol üstte ise kitabın adı vardı; insan bir eksik sözdür…

Uzanıp aldım kitabı yerden. Mevzu Şükrü Erbaş ise güzel şeylerle karşılaşmak çok olasıdır. Öyle öğretti hayat. Ama bu sefer değilmiş. Araladım kitabı ve karşıma çıkan ilk satırları okudum.

Ne olurdu
Ölüler yılda bir gün
Evlerine gelseydi

Diye başlıyordu şiir…

Ve bitiyordu;

Ne olurdu
Mezarlar yılda bir gün
Bizimle konuşsaydı

Diye…

Sabah incir reçeli vardı kahvaltıda. Kırk yıl annemin yaptığı reçelleri yedim. Ağustos, eylül dedi mi kuzine hiç sönmezdi bizim evde. Annem sürekli reçel yapardı, incir reçeli. Herkese yapardı üstelik. Halalarımıza, teyzelerimize, komşularımıza. Hatta komşularımızın akrabalarına bile yapardı. Başka mahalleler, başka şehirlere giderdi annemin reçelleri. Yirmisinde ayrıldım evden üniversite için. Yılda birkaç haftayı saymazsak dönmedim de bir daha. İncir reçeli hiç eksik olmadı kahvaltı masamdan, annemin reçelleri... Bu sabah ki reçeli ablam yapmıştı. Annem yok artık. Milyonlarca hatıraya rağmen bizi hiç olmadığımız kadar eksik bırakıp gitti. Ölümün erkeni geçi yok, hepsi kötü. Alışamamak ayrı kötü yokluğa, alışmak ayrı.

Sormadan aldım kitabı o gece, cebime koydum. Açtım az önce yine, diğer şiirleri de okuyayım dedim. Yazarından imzalıymış; “Burçin’e sevgiyle” yazıyor ilk sayfasına. Geri götürmek gerek. Yazarının imzaladığı kitabı dekor olarak olsa bile yere koymamalı insan. Emeğin hatırı, sevginin vefası var.

Aşk düzlükte yaşanıyor diyor şarkıda, düzlük tek aşkta. Bir zaman seviyoruz engebeyi hayatımızda. Heyecan istiyoruz, aşk istiyoruz, tutku istiyoruz. Dert ediyoruz hayat şartlarını, dostlukları, aşkı, eksikliği… Yeterince yol alınca boş geliyor hepsi oysa. Düzlük de boş geliyor, aşk da. Yaşama telaşı da boş, kırgınlıklar da. Ölümün olduğu bir dünyada geri kalan hiçbir şeyin önemi yok. Sarılın sevdiklerinize yere düşmeden. Çünkü toprak aldığını vermiyor geri.