BİR GÜN DAHA BİTTİ - 9.03.2023

156 kere okundu

Bazen rast gelir bazen de gelmez. Kış bitmek üzeredir, günlerden Çarşamba. Pazar kurulmuştur üst sokakta. Altmışlarında bir adam camekânlı el arabasında simit ve su satmaktadır. Gün boyu dolaştıktan sonra yaslanıp kalır. Dalıp gider simitlere. Ne işim var burada benim der, bu yaşta, bu halde ne işim var. Yorgundur, bıkkındır ve yeterinden fazlasını yaşamıştır. Kaçırdığı fırsatlar gelir aklına. Acaba daha mı iyi olurdu der kendi kendine. Böyle olması gerektiğinde karar kılmak zordur. Kabullenmek biraz daha dolaşmayı gerekmektedir. Satılması gereken simitler vardır ve henüz akşam olmamıştır. Amca simit ne kadar der kadın sesi. Altı lira der adam, iki tane alırsan on olur. Bazen rast gelir ama çoğu zaman gelmez.

Yalanın sıcaklığı diye bir şey vardır, ısıtır içimizi. Bilsek de öyle olmadığını kanarız, bir tarafımız ısrarla dürtükler bizi. Gerçekler can acıtır, can sıkar. Meyilliyizdir yani yalanlara. Baştan söylüyor oysa adam; yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, incinirsin… İncine incine incinmeyi mi öğreniyor insan yoksa unutuyor mu bilmiyorum. İkisi de olası. Bir bardak kaç kez kırılabilir ki. Ya da kırık bir bardak yeniden kırılabilir mi. Ama bir zaman da olsa sıcak yalanlarla avutabiliriz kendimizi. Kendimizi fazla kaptırmadığımız sürece sorun da yoktur.

Yağmuru seven için kurak bir mevsim mutsuzluktur. Tene vurması gereken damlaların yokluğu hissedilir. Farkına varmazsın belki, anlamlandıramazsın ama eksiktir bir şeyler. Yağmur duasına çıkar sakallı amcalar, dayılar. Oysa istemelerine gerek yoktur. Olacaksa olacaktır, sen istemeden de görür o senin sandığın gibiyse. Egosu yoktur tanrının, biz ona atfederiz bunu. Ritüel haline getiririz ibadeti. İstemek için kılıktan kılığa gireriz. Oysa o yerin ve gökyüzünün hakimidir. Öyle der kitap. İstemeyi bile beceremiyoruz. Mutsuzluğumuz biraz da kuraklıktan sanki. Simit satan amca pek sevmez yağmuru gerçi. Ama yapacak bir şey yok. Bazılarımızın mutluluğu bazılarımızın mutsuzluğudur. Madem yerin ve gökyüzünün hakimi, o çıksın işin içinden. Teslim olmaktan başka çare yok. İnanıyorsan tabi, inanmıyorsan çözmen gereken bir sorun daha var.

Yavan kelimelerle örtüyoruz üzerimizi bazen. Bazen de süsleyerek soyunuyoruz cümle cümle. Saçımızı okşuyor özenle sarf edilen sözler, gerdanımızı dokunup geçiyor. Sahi siz hangi ağacın meyvesiydiniz. Kim kopardı sizi dalınızdan. Mevsiminiz gelmiş miydi yoksa zamansız mı ayrılmak zorunda kaldınız. Yaprağınız yeşil mi kızıl mı, kökünüz uzanır mı derinlere kadar. Özler misiniz geldiğiniz yerleri, yoksa yeni şeyler için gereğinden fazla mı heveslisiniz.

Erkek yalanlarının sıcaklığını sever kadınlar. Bile bile kanarlar da. Kimi tadını çıkartır, kimi ise şüpheyle yer bitirir kendisini. Oysa kısa bir döngüdür hayat. Kendinizi kaptırmadığınız sürece hiçbir şey o kadar da yalan değildir. Simitlerini satamadan döner amca evine. Bir gün daha bitmiştir. Bir gün daha geçmiştir ömürden.