PORTAKALLI ÖRDEK -
21.10.2025
127 kere okundu
En büyük derdimiz kendimizi ifade etmek. Attığımız iki adımdan biri bununla ilgili, yediğim dört lokmadan ikisi, aldığımız nefesin çoğu, gittiğimiz yerlerin hepsi… Çizdiğimiz resmi herkes görsün istiyoruz, ötemizi berimizi boyayıp milletin gözüne sokmak en büyük uğraşımız. Kimi ustaca yapıyor bunu, kimi acemi. Ama kararlıyız, her şeye ve herkese rağmen kendimizi ifade etmekte kararlıyız.
Yaşlandıkça olgunlaşır insan. Kırkından sonra şey yapanı teneşir paklar gibi cümleler de buna zorlar insanı. Ama günümüz toplumunun kutsal varlığı olan insan için sınırlar yeniden çizilebiliyor. Yaşın, mevkiinin, ortamın önemi yok. En değerli sensin ve istediğini yapabilirsin. Çünkü mutlu olmak için başkalarının ne dediğini umursamaman gerekiyor. Özgürsün!
Hem kendini birilerine göstermeye çalışacaksın, hem de onların fikirlerini umursamadan özgürce davranacaksın. Hem onların senin hakkındaki fikrini şekillendirmek için kılıktan kılığa gireceksin, hem de özgürüm deyip onları umursamıyor gibi davranacaksın. Zor işler neticede. Günün sonunda arzu edilen mutluluğun ziyadesiyle uzağında olduğunu fark edince çevrene bakıp suçlu arayacaksın.
Kitap okuyan sayısının azalması ile spor salonlarında vücuduna kas ilave edenlerin sayısının artması aynı kefede yoğurulduğunda içe yapılan yatırımın dışa yapılan yatırımdan daha muteber olduğunu görüyoruz. Gövdeyi çalıştırmak kafayı çalıştırmaktan kolay olmuş tarih boyunca. Bu yüzden akıllı insanlar parmakla gösterilirdi toplumlarda. Şimdilerde poposu güzellere parmak uzatılıyor; kadın erkek fark etmiyor... Poposu güzelse iş görür! Günümüz toplumunda işimiz belli, birbirimizi tüketerek mutlu olmaya çalışıyoruz. Olmamak ve olamamak konusunda yazdığımız kitaplar o kadar sıradanlaştı ki, bizi okuyacak kimseyi de bulamıyoruz artık. Kitapların arka kapağındaki iki paragraflık cümleleri okuyup kitabı rafa geri koyan insanlar popomuzu elleyip geçiyor. İçime bakmadı diye üzülüyoruz da gidenlerin ardından. Girip çıkıyor aslında içine. Sen boş, o boş. Bir tarafın boşluğunun büyüklüğü ile diğer tarafın öz kütlesinin küçüklüğü bir araya gelince her türlü hüsrana açık ilişkiler ortaya çıkıyor. Mutlu muyuz peki! Bu gece olmadı ama yarın gece yine deneyeceğim!
Gelişim şart ama kişisel olanı. Yoksa elektrikli arabalardan inip süslü mekanlarda yediğin portakallı ördekle gelmiyor mutluluk. Cep telefonlarının eski havası kalmadı sanki. Yeni çıkan iphone modelleri için dükkanlara saldıran insanların haberleri servis edilmez oldu.
Zengin olacağız biz zaten, kalmayacak hiçbir şeyin önemi. Altını gümüşü kaçırdık, bitcoinin ne yaptığı belli değil zaten, son çaremiz borsa. Amerika borsalarını da kaçırdık gerçi. Şöyle bir koyup otuz alabileceğimiz bir hisse söyleyene veremeyeceğimiz hiçbir şey yok. Portakallı ördeğimiz dahil!