YALNIZLIK ÖZGÜRLÜKTÜR - 22.11.2025

139 kere okundu

Sabahları kimse sizi uyandırmadığında, geceleri kimse sizi beklemediğinde ve ne dilerseniz yapabildiğinizde özgür müsünüz yoksa yalnız mı diyor Bukowski. Yalnızlık ne kadar umurunuzda değilse o kadar özgürsünüz oysa. İkisi aynı kefe için çok büyük; ateş suyu buharlaştırır, su ise ateşi söndürür. Biz yan yoldan gidelim, ağır ağır gidelim üstelik, etrafı seyredelim, bazı şeyleri gözden kaçırıyor olsak da diğer bazı şeyleri seyredelim. Seyretmek güzeldir çünkü, dinlemek güzeldir, dokunup hissetmek de güzeldir. Anayoldan güzeldir yan yol. En iyi Bukowski bilir bunu belki de.

Bahçeli bir evi olacak insan dediğinin, evi olmasa da bahçesi kesinlikle olacak. Çıkartıp ayaklarını istediği zaman toprağa basabilecek. Köpeği olacak belki sağa sola koşturup oynayabileceği. Sırtüstü yatıp geçip giden bulutları seyrederken o da yanına kıvrılacak. Temmuz olacak aylardan, denizden uzak olacak. Ha deyince ulaşamayacak her şeye, her canı isteyen ona ulaşamayacak. Gece istediğinde uyuyup, ne zaman isterse o zaman kalkacak. Ne beklediği olacak mesela ne de bekleyeni. Aylardan Ekim de olabilir, zamanın pek bir önemi yok. Hak etmediği önemi yüklediği önemsiz şeyler güncesinden uzak olacak.

Beauvoir sorumluluk derken Sartre özgürlükten bahseder. Hiçbir sorumlu özgür değildir. Ve hiçbir özgür ruha sorumluluk yüklememek gerekir. Kendimize benzeterek öldürürüz insanı çünkü. Bizim için kendisinden geçsin isteriz. Benim için nelerden vazgeçebilirsin diye sorar biri diğerine. Diğeri bilmiyorum der, umarım kendimden geçmem…  Bir insanın diğeriyle bencillikten uzak bir ilişki kurabilir mi? Cevap hayırdır! Çünkü bir taraf kendisinde var olanı fazlasıyla verirken, çoğu zaman karşısındakinde olmayanı ister karşılık olarak. Bu adil değildir ama veren hep mağdurdur. Ve mağdurların haklılığı diğer bütün değişkenleri gölgede bırakır.