İKİ YAKA - 21.03.2019

3 kere okundu

Konuşabiliyorum; çünkü is lambada, duman dağda, akşamdan yağmur yağmış, dereler çamur taşımış denize. Bir de sen… Nereden başlasam, nasıl anlatsam bilmem. Hepsinden beter.

Boğazda gemiler, aramızdan akıp giden gemiler. Öyle efkâr yüklü, öyle hüzünlü gemiler. Tanımadığım bayraklar çekilmiş gönderlerine, sulara teslimler. Ah o gemilerde sen ve ben... Olmaz bilirim ama yine de kapatırım gözlerimi. Hayal edebildiği sürece yaşar insan demiş bir düşünür. Ben kurmuyorum demiş bir diğeri, olmuyor çünkü. Olmayan ve de olmayacak hayallerde bir sen, bir ben, bir de gemiler. Aramızdan usulca akıp giden gemiler. Gecenin sessizliğinde ay ışığına sığınan bilmediğim ülkelerin bilmediğim gemileri. Şimdi sen de bana ben bunları sana nasıl söylesem.

Çıkar fırtına, savurur seni bir yakaya, beni bir yakaya. Saç baş dağılır, ıslatır yağmur. Mart dokuzudur, baharı müjdelemesi gereken hava üşütür içimizi. İçimiz o eski iç değildir artık zaten. Boğazı terk etmiştir gemiler Karadeniz’den. Gecenin kolları da ısıtmaz, kadehteki şarap da.

Varsın böyle geçsin ömür, varsın varmasın iki yaka birbirine. Varsın lambada is, dağda duman olsun. Kaybolmasın kimse kimsenin gözlerinde. Dönmesin giden, gelmesin beklenen varsın.

Susabiliyorum; çünkü kader varsa ki var gibi görünüyor, eninde sonunda ona doğru çiziyor yolunu insan. İnsan dediğin yorgunluktan ibaret... Dursa dinlenemiyor, gitse yolu yol değil.